8. Hukuk Dairesi 2018/8103 E. , 2019/11294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin 114 ada 10 parsel ve 115 ada 69 parselde 36/384 hisseyle paydaş olduğunu, davalının müşterek hisseli taşınmazlarda kendisinin ve birlikte kullanım yaptığı kişilerin hisse toplamından daha fazla yer kullandığını, yapılan bir çok uyarıya rağmen davalının taşınmazda müvekkiline ait hisseyi teslim etmediğini, bu nedenle davalının taşınmazlara vaki haksız müdahalesinin hisseleri oranında men"ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili , davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 114 ada 10 parsele vaki müdahalenin davacının hissesi oranında men’ine, 115 ada 69 parsele yönelik açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin 115 ada 69 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 115 ada 69 parsel sayılı 91.111,84 m2, tarla vasfındaki taşınmazın 36/384 hissesinin kayden davacıya, 36/384 hissesinin kayden davalıya ait olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili; dava konusu 115 ada 69 parselin davalı tarafından kullanıldığını, müvekkili tarafından kullanılabilecek bir alanın bulunmadığını iddia etmiş, davalı vekili 06.02.2015 tarihli keşifte; 2010 yılına kadar davacı tarafından verilen vekaletname uyarınca taşınmazın kullanıldığını ancak bu tarihten sonra davacıya düşen kısmın boş bırakıldığını savunmuştur. 09.02.2015 tarihli fen bilirkişileri tarafından hazırlanan rapora göre; keşifte gösterilen ve krokide B ve C harfi ile işaretlenen toplam 7.150,00 m2 alanın davacı kullanımına bırakıldığı, kullanıma bırakılan yerlerden C harfi ile işaretlenen 1.542,00 m2 alanın keşif tarihi itibariyle sürülü olduğu tespit edilmiştir. Ziraat bilirkişisi Durdu Yozcu tarafından hazırlanan 24.02.2015 havale tarihli raporda; Dava konusu 115 ada 69 parselin doğu tarafında keşif tarihinde hiç sürülmemiş olan 5.608,00 m2 alan olduğu ve krokide C harfi ile gösterilen davacıya bırakıldığı söylenen ve kullanılmadığı iddia edilen 1.542,00 m2 alan bulunduğu, fen bilirkişilerince belirtilen yerin ise üzerinde tarımsal üretim yapıldığı, tekrar tarımsal üretim için hazırlandığı daha sonra derin tava açılarak ayrıldığının keşif tarihinde tespit edildiği, 115 ada 69 parselde davacıya bırakılan yerin şekil itibarı ile tarımsal üretim yapılmasına imkân vermeyeceği, üzerinde traktörle toprak işleme,ekim, çapalama, sulama gibi tarımsal işlemler yapılmayacağı gibi, biçerdöver ve diğer hasat makinelerinin de çalışmasının mümkün olmadığı, davacıya bırakılan alanda tarımsal üretim yapılamayacağı tespit edilmiştir.Tamamı 91.111,84 m2 olan taşınmazda davacının payına 8.541,73 m2 düştüğü gözetildiğinde davacı kullanımına bırakılan B ve C harfi ile işaretlenen taşınmaz bölümünün hakim niteliğinin hayatın olağan akışına göre kullanmaya uygun tarım arazisi niteliğinde olmadığı gibi 1.542,00 m2"sinin de ekilmek üzere sürüldüğü dikkate alındığında davalının davacının payına haksız müdahale ettiğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; 115 ada 69 parsel yönünden de davanın kabulü ile davacının hissesine vaki müdahalenin men’ine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin 115 ada 69 parsele yönelen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK"un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın onama harcından mahsubu ile kalan 2.648,45 TL"nin davalıdan alınmasına, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.