Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2214
Karar No: 2012/9382
Karar Tarihi: 18.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2214 Esas 2012/9382 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/2214 E.  ,  2012/9382 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ve müşterekleri ile davalı-birleşen dosyanın davacısı Hazine, davalı Sütlüce Köyü Tüzel Kişiliği ve fer"i müdahiller ... ve ... aralarındak tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.12.2011 gün ve 468/800 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı-birleşen dosyanın davacısı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili; dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 50 dönümlük taşınmazın “taşlık” vasfı ile tescil harici bırakılmış iken 50 yıl önce vekiledenlerin murisi tarafından imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini ve murisin ölümünden sonra da davacılar tarafından kullanılmaya devam edildiğini açıklayarak taşınmazın vekiledenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Hazine vekili 05.12. 2006 tarihli dilekçesi ile aynı yere ilişkin ... tarafından açılan davanın reddine karar verildiğini açıklayarak işbu davanın da reddine karar verilmesini savunmuştur. Ayrıca 21.10.2010 tarihli dava dilekçesi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle Hazine"nin açmış olduğu dava eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    Davalı Sütlüce Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi 26.04.2007 tarihli yargılama oturumunda davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 05.04.2010 tarihli teknik bilirkişi raporunda C/b ile gösterilen 15.150,00 m2"lik yer ile C/f ile gösterilen 11.404,52 m2"lik yer yönünden davacılar lehine zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiğinden davanın kısmen kabulüne, bu yerlerin davacılar adına tesciline, davacıların fazlaya dair isteklerinin reddine, aynı bilirkişi raporunda C/d ile gösterilen 14.339,25 m2 ve C/ mahkemece iptal olunan yer ile gösterilen 14.701,00 m2"nin birleşen davanın davacısı Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Hükmün asıl davadaki kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu taşınmaz 1963 yılında yapılan tapulama çalışmalarında “taşlık” vasfı ile tescil harici bırakılmıştır. Kural olaraktaşlık niteliği ile tapulama harici bırakılan yerlerin imar ve ihyaya muhtaç olduklarının kabulü gerekir. Bu nedenle, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu koşulların davacı yararına gerçekleşmesi halinde böyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya yoluyla edinilmesi mümkündür.18.04.2008 tarihinde taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığı; taşınmazın öncesinde davacılar murisi ..."a ait iken ölümünden sonra davacılar tarafından kullanılmaya devam edildiğini açıklamış ise de, taşınmazın tapulama sırasındaki niteliği ve imar-ihyasının kim tarafından hangi tarihler arasında gerçekleştirildiğine ilişkin beyanda bulunmamışlardır.
    Öte yandan, 06.05.2010 tarihli dilekçe ile davaya müdahil olan, ... ve ... adlı şahıslar; dava konusu taşınmazın çevresi ile birlikte köylüler tarafından hayvan otlatılan kimsenin zilyetliği altında bulunmayan Hazineye ait taşlık vasfında bir yer olduğunu iddia ederek davanın reddi ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiş ve iddialarının ispatı bakımından tanık bildirmişlerdir. TMK.nun 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davaları kamusal yönü ağırlıklı davalardan olup, Hakim tarafından, tarafların delilleriyle bağlı kalınmaksızın kendiliğinden araştırma ve inceleme yapma yetki ve görevleri bulunmaktadır. Bu bakımdan, herhangi bir kuşkunun ortaya çıkması halinde hâkim, sözü edilen tescil davalarının niteliği ve özelliği gereği doğan belirsizliği gidermelidir. Hal böyle iken, mahkemece usulüne uygun tahsisli ve kadim mera araştırması yapılmadığı gibi uyuşmazlığın çözümü için hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.
    Bilindiği üzere ve kural olarak böyle bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden 20–30 yıl öncesine ait (1975-1985 yılları arası ) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür.
    Dava konusu yerin öncesinin veya hâlihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK’nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; taşınmazın tahsisli veya kadim mera niteliğinde olup olmadığının usulüne uygun şekilde araştırılması olmalıdır. Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl ve İlçe tarım müdürlüğü, İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4342 sayılı Kanunun 5.maddesine belirtilen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir.
    Mahkemece, ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı’ndan sorularak getirtilmesi, stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın meradan elde edilen yerlerden olup olmadığı, meradan elde edilen yerlerden değilse hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığı, imar-ihyanın hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkinin ...nun 261. maddesi uyarınca giderilmesine çalışılmalı ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüne, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4., HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi