8. Hukuk Dairesi 2018/4356 E. , 2019/11290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... (...) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, tarafların murislerinden aynı apartmanda bulunan 6 konut ve 3 dükkanın (1, 2, 3, 6, 7, 9, 10, 11, 12 kapı numaralı) miras olarak kaldığını, bu konutlardan 10 ve 11 numaralı olanları davalıların kullandığını diğer konut ve dükkanların ise davalılar tarafından kiraya verilmiş olup gelir elde edildiğini, davacının 28.09.2006 ve 28.01.2015 tarihli ihtarnameler ile bu taşınmazların kira bedellerini talep ettiğini ama sonuç alınamadığını belirterek, 741 parselde yer alan 6 konut ve 3 işyerinin (l, 2, 3, 6, 7, 9, 10, 11, 12 nolu daireler) ecrimisil bedellerinin müvekkilin miras payı oranında 27.11.1997 tarihinden itibaren ay ay işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının iddialarını kanıtlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 49.355,77 TL"nin temerrüt tarihi olan 02.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 154 ada 741 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kat irtifaklı binanın 6, 7, 9, 10, 11 ve 12 numaralı mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerin taraflar arasında elbirliği mülkiyet üzere, 1, 2, 3 numaralı bağımsız bölümlerin ise dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde 1, 2, 3, 6, 7, 9, 10, 11, 12 kapı numaralı taşınmazlar nedeniyle ecrimisil alacağı talep etmiş olup tapuda kayıtlı bağımsız bölüm numaraları ile kapı numaralarının aynı olmadığı anlaşılmaktadır. Zira dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporundan 15, 16 ve 17 no.lu bağımsız bölümlerin dükkan olarak kullanıldığı belirtilmiş olup, ecrimisil bedeli hesabında da dikkate alınmıştır.Bu durumda öncelikle dosya içerisinde 15, 16 ve 17 nolu bağımsız bölümlere ait tapu kayıtlarının bulunmadığı gözönünde bulundurularak anılan tapu kayıtlarının dosyaya kazandırılması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen bağımsız bölümler ile dava dilekçesindeki kapı numaraları arasındaki çelişkinin açıklattırılması gerekmektedir.
Davacı, dava konusu 10 ve 11 numaralı dairelerde davalıların oturduğunu, diğer dükkan ve dairelerin ise davalılar tarafından kiraya verilmek suretiyle gelir elde edildiğini iddia etmiş,davalı ... , 7 numaralı dairenin kira bedellerinin davacı tarafından alındığını, 6, 9 ve 12 numaralı dairelerin kira bedellerinin annesinin vefatından sonra taraflarca paylaşıldığını, 15 ve 16 numaralı dükkanların kira bedellerinin diğer davalı tarafından tahsil edildiğini, 17 numaralı dükkanın ise odunluk olarak diğer davalı tarafından kullanıldığını kiraya verilmediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalılar tarafından kiraya verildiği iddia edilen daire ve dükkanların kim tarafından, ne zaman kiraya verildiği hususunda toplanmaktadır.Bu yöne ilişkin mahkemece yeterli delil toplandığından bahsetmek mümkün değildir. Davacı, iddialarını ispat ile yükümlüdür. Davacının mahkemece verilen süre içerinde delil ve tanık listesini bildirmesine rağmen mahkemece tanık listesinde isimleri bulunan tanıkların dinlenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece tanık listesinde isimleri yer alan tanıklar usulüne uygun olarak davet edilip dinlendikten sonra hangi daire ya da dükkanın kim tarafından, ne zaman kiraya verildiği hususu araştırılmalı sonucuna göre taşınmazların davalılar tarafından ayrı ayrı kiraya verildiğinin anlaşılması durumunda her bir davalı yönünden ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece temyiz edenin sıfatı hüküm kurulurken dikkate alınmalıdır.
Kabule göre de, davacı 19.11.2015 tarihli dilekçesi ile; bilirkişi raporunda belirtilen ilk beş yıllık (23.02.2010 – 23.02.2015 tarihleri arası) dönem için davalıların temerrüt tarihi olan 02.10.2006 tarihinden itibaren kademeli faiz işletilmesi talep edilmiş, mahkemece; 02.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece faiz yönünden verilen karar infaza elverişli değildir. Faiz başlangıcı tarihlerine göre ayrıştırılmalı ve mahkemede hüküm fıkrasında açıkça miktarlar ve faiz başlangıç tarihleri gösterilerek karar verilmesi gerekirken, infaza elverişli olmayan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.