![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2013/8478
Karar No: 2014/1028
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8478 Esas 2014/1028 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..., asli müdahil Orman Yönetimi temsilcisi ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ve ... Köyü 120 ada 2 ve 7, 142 ada 11, 154 ada 58, 104 ada 11, 106 ada 2 ve 39, 108 ada 21 parsel sayılı taşınmazlar asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde davacılar tarafından açılmış olan tescil davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Yargılama sırasında Orman Yönetimi taşınmazların orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece Orman Yönetiminin davasının reddine, çekişmeli parsellerin ... ve ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 17/02/2009 tarih ve 2009/476-2622 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;"" Mahkemece yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişi ... tarafından hazırlanan raporda çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı açıklanmıştır. Ancak, rapora ekli 1959 tarihli memleket haritasına göre 108 ada 21 parsel ile 106 ada 2 parsel orman rumuzlu alanda, yine 142 ada 11 parselin (A) bölümü amenajman planında meşe-baltalık rumuzlu alanda gösterildiği halde, mahkemece bu konular üzerinde durulmamıştır. Çekişmeli taşınmazların tesbitine esas alınan tapu ve vergi kayıtları ile ilgili yeterli inceleme yapılmadan, soyut ve yetersiz bilirkişi sözlerine dayanılarak sözü edilen kayıtların çekişmeli taşınmazlara ait olduğu kabul edilmiş, kayıtlar ilk oluştuğu günden itibaren, diğer revizyon parsellerinin tutanakları ile birlikte getirtilip taşınmazlara uyup uymadığı, kaydın sınırlarının sabit olup olmadığı miktar fazlalığı bulunup bulunmadığı, miktar fazlası varsa bu kesimin zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı ve zilyedlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır. Bir taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ayrı, zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmemesi ayrı konulardır. Hazine kazanma koşullarının oluşmadığını iddia ettiğine göre bu konuların araştırılması gerekir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, 106 ada 2 ve 108 ada 21 parsellere yönelik davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın reddine, bu parsellere ilişkin Orman Yönetiminin davasının kabulüne ve 106 ada 2 ve 108 ada 21 sayılı parsellerin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 104 ada 11, 106 ada 39, 120 ada 2 ve 7, 154 ada 58 sayılı parsellere ilişkin davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın kabulüne, bu parsellere yönelik Orman Yönetiminin davasının reddine ve 104 ada 11, 106 ada 39, 120 ada 2 ve 7, 154 ada 58 sayılı parsellerin 1/3"er hisse ile davacılar
- 2 -
..., ... ve ... adına tapuya tesciline, davacılar ... ve ... ile Orman Yönetiminin 142 ada 11 sayılı parsele yönelik açılan davanın kısmen kabulüne ve fen ve orman bilirkişilerinin ölçekli krokisinde (A) harfi ile işaretli 1242,26 m²"lik kısmının ifrazıyla 142 adanın son parsel numarası verilerek orman niteliği ile Hazine adına, (B) harfi ile işaretli 3976,41 m² yüzölçümlü tarla niteliği ile 1/3"er hisse ile davacılar ..., ... ve ... adına tapuya tesciline, 106 ada 3 sayılı parsele ilişkin dava bulunmadığından gereği yapılmak üzere tutanak aslının ilçe kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından 106 ada 2 ve 108 ada 21 sayılı parsellere, katılan ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından ise 104 ada 11, 106 ada 39, 120 ada 2 ve 7, 154 ada 58 sayılı parsellerin tamamı ile 142 ada 11 sayılı parselin (B) işaretli bölümü yönünden temyiz edilmekle Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 11/07/2011 tarih ve 2011/8724 – 9070 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "" Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi rapor ve krokisinde, çekişmeli taşınmazların tarihi belirtilmeyen en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre inceleme yapılarak 106 ada 2, 108 ada 21 sayılı parseller ve 142 ada 11 sayılı parselin (A) harfi ile işaretli bölümünün yeşil ve koyu renkli orman sayılan yerlerden, 142 ada 11 sayılı parselin (B) harfi ile işaretli bölümü ile 104 ada 11, 106 ada 39, 120 ada 2 ve 7 sayılı parsellerin kapalılık oluşturmayan yapraklı ağaç sembollü açık alanda kaldıklarından orman sayılmayan yerlerden oldukları, taşınmazların tesbitine esas alınan tapu ve vergi kayıtlarının taşınmazları kapsadıkları belirtilmişse de; bozma kararında açıkça belirtildiği üzere gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun kesin olarak belirlenmediği, yine taşınmazların tesbitine esas alınan tapu ve vergi kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren, diğer revizyon parsellerinin tutanakları ile taşınmazların tümünü dıştan çevreleyen komşu parsel tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgeler getirtilmemiş, tapu ve vergi kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyup uymadığı, kaydın sınırlarının sabit olup olmadığı miktar fazlalığı bulunup bulunmadığı, miktar fazlası varsa bu kesimin zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı ve zilyedlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı Yargıtay denetimine elverişli olarak saptanmamıştır. Oysa, Yargıtayın hükmüne uyulan bozma kararının gereklerinin tam olarak yerine getirilmeli, yargılamanın uzamasına, gereksiz emek ve para sarfiyatına neden olmaktan dikkatle kaçınılması geretiği belirtilerek yeniden usulünce orman, zilyetlik araştırması ve tapu uygulaması yapılması"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacılar ..., ... ve ... yönünden davaya konu 106 ada 2, 108 ada 21, 104 ada 11, 106 ada 39, 120 ada 7, 142 ada 11 ve 154 ada 58 nolu parsele ilişkin davanın kabulüne, davaya konu 120 ada 2 parsele ilişkin davanın reddine,
Müdahil davacı ... İdaresi yönünden davaya konu 106 ada 2, 108 ada 21, 104 ada 11, 106 ada 39, 120 ada 7, 142 ada 11 ve 154 ada 58 nolu parsele ilişkin davanın reddine, davaya konu 120 ada 2 parsele ilişkin davanın kabulüne;
... İlçesi, ... Köyü 106 ada 2, 108 ada 21,104 ada 11,106 ada 39,120 ada 7,142 ada 11, 154 ada 58 parsel sayılı taşınmazların ... oğulları ..., ... ve ... adlarına 1/3 er hisse ile tapuya tesciline,
Vezirköprü İlçesi, ... Köyü, ... Mevkii, 120 ada 2 parsel sayılı 5915.05 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline,
- 3 -
Vezirköprü İlçesi, ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan 106 ada 3 parsel sayılı 2990.29 m2 yüzölçümündeki taşınmaza ilişkin dava bulunmadığından gereği yapılmak üzere tutanak aslının kadastro müdürlüğüne gönderilmesine, karar verilmiş hüküm katılan ... Yönetimi temsilcisi, davalı Hazine vekili ile davacılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1998 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan aplikasyon ve 2/B madde çalışması vardır.
1) Hazine ve Orman Yönetiminin 120 ada 7, 154 ada 58, 104 ada 11, 106 ada 2 ve 39 ile 108 ada 21 parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve dayanak tapu kayıtları kapsamında kaldığı anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bu parseller yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
2) Hazine ve Orman Yönetiminin 142 ada 11 parsele yönelik temyiz itirazları yönünden ise; yerel mahkemece, 11/07/2011 tarih 2011/8724-9070 sayılı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın (D) harfi ile gösterilen bölümü hakkında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair verdiği karar, usûli kazanılmış hakkın ihlali mahiyetindedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usûli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kavram, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usûl hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usûl işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usûli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usûli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usûli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usûli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez. Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usûlî kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilâmına uyulmuş olmakla oluşan usûli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, karar kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptal edilirse, usûli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK.nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).
- 4 -
Bu sayılanların dışında, ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usûli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usûlü-6. Baskı, cilt 5, 2001). usûli kazanılmış hakkın hukukî sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usûl işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı ilâmı, YHGK.’nun 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ilâmı, YHGK.’nun 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilâmı).
Bu itibarla, somut olayda bozmadan önce dava konusu 142 ada 11 parselin (A) harfi ile gösterilen 1242,26 m2"lik kısmının orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline denilerek, (A) bölümü orman yapılmış olup, hüküm aleyhlerine olan tarafların bozmadan önceki hükmü bu kısma yönelik olarak temyiz etmemeleri nedeniyle 142 ada 11 krokide (A) ile gösterilen bölümü yönünden katılan ... Yönetimi ile davalı Hazine lehine usûli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu itibarla, mahkemece çekişmeli 142 ada 11 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 1242,26 m2"lik bölümüne ilişkin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, kalan kısmın ise şimdi olduğu gibi davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usûli kazanılmış hak kuralının ihlali sonucunu doğurduğundan hükmün 142 ada 11 parselin (A) bölümüne yönelik olarak BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.
3) Davacı ..."ün 120 ada 2 parsele yönelik temyiz itirazları bakımından; Mahkemece her nekadar temyize konu parselin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunduğundan bahisle orman olarak Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; gerek söz konusu taşınmazın dayanak Ağustos 1933 tarih ve 37 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalması gerekse bitişiğinde yol ve yine kişiler adına kayıtlı 120 ada 1 ve 3 parseller bulunması nedeniyle orman içi açıklık niteliğinde olmadığı gözönünde bulundurularak taşınmazın davacılar ..., ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu parsel yönünden BOZULMASINI gerektirmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; katılan ... Yönetimi ve davalı Hazinenin, 120 ada 7,154 ada 58, 104 ada 11, 106 ada 2-39 ve 108 ada 21 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller yönünden usûl ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; katılan ... Yönetimi ve davalı Hazinenin, 142 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bozma öncesi krokide (A) harfi ile gösterilen 1242,26 m² yüzölçümündeki bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölüm yönünden kurulan hükmün BOZULMASINA,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davacılardan ..."ün, 120 ada 2 parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölüm yönünden kurulan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ..."e iadesine 23/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.