Esas No: 2019/1382
Karar No: 2021/490
Karar Tarihi: 02.04.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1382 Esas 2021/490 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1382 Esas
KARAR NO: 2021/490 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/58 Esas - 2018/1234 Karar
TARİH: 11/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA
İSTANBUL 11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/159 ESAS
BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile davalı şirket arasında bağıtlanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca adı geçen şirkete kredi açıldığını ve kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığından hakkında yasal takibe geçildiğini, davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.Dava konusu alacak 25/11/2016 tarihli temlik sözleşmesi ve eki liste uyarınca; davacı banka tarafından ... A.Ş ne temlik edilmiş ve adı geçen şirket tarafından yargılama sonuçlandırılmıştır. Davalı karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde; kullanılan kredi karşılığında 422.000,00 TL bedelli 10 adet çekin ciro edilerek verildiğini, davacının çeklerin tahsili için yasal yollara başvurmadığı gibi, müvekkiline iade etmediğini, müvekkilinin de bu nedenle yasal haklarını kullanamadığını ve zarara uğradığını belirterek, asıl davanın reddine, müvekkilinin bu şekilde uğradığı zararın tespiti ve şimdilik 10.000,00 TL nin ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Karşı davacı vekili 22/03/2017 tarihli dilekçesi ile; davasını miktar yönünden ıslah etmiş alacağının 404.961,34 TL olarak belirlemiş ve dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Birleşen dava İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/159 esas sayılı dosyasında; davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı ... Tekstil A.Ş 'nin müvekkili ile kredi sözleşmesi imzaladığını, dava dışı şirketin borcunu ödemediğini, davalıların sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduklarını, davalıların kat ihtarnamesine rağmen borçlarını ödemediklerini, bunun üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasından takip başlattıklarını, davalıların haksız olarak icra takibini durdurduklarını, itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesi ile; müvekkillerinin kefil olduğu ...ile davacı banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığını ve kurulan bu kredi ilişkisine teminat olarak, toplam 422.000,00 TL değerinde 10 adet çek ciro edilerek verildiğini, teminat çeklerinin karşılıksız çıktığını bu nedenle yeni kıymetli evraklar verildiğini, bu kıymetli evrakların karşılığının davacı banka tarafından tahsil edildiğini, davacı bankanın asıl borçlu açısından, sözde borcunun tahsili için kötü niyetli olarak yasal yollara başvurduğunu, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/12/2018 tarih 2015/58 Esas - 2018/1234 Karar sayılı kararında; " Asıl ve birleşen davada İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalılar hakkında toplam 29.372,89 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalıların yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur. Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, Genel Kredi Sözleşmesi, Kat İhtarnamesi, hesap ekstresi örnekleri, takip dosyaları getirtilerek dosya içine alınmış, çeklerle ilgili olarak muhatap bankalardan araştırma yapılmış, uyuşmazlık halinde kesin delil olacağı kararlaştırılan davacı banka kayıtları üzerinden uzman biirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir. Yargılama aşamasında İstanubl 16 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/647 Esas , 2015/1033 Karar sayılı dosyasında davalı ...ve birleşen davalı .... Şti haklarında iflas kararı verilmiş ise de; bu kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/3302 Esas 2017/717 karar sayılı kararı ile bozulduğu, yargılamanın İstanbul 16 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/289 Esas sayılı dosyasından sürdürüldüğü, davanın halen derdest olduğu ve adı geçen şirketlerle ilgili olarak verilmiş ve kesinleşmiş bir iflas kararının bulunmadığı tespit edilmiştir. 18/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın kullandırdığı kredilerden dolayı davalı ...den takip tarihi ve talebi gibi toplam 22.982,49 Tl alacaklı bulunduğu, asıl alacak tutarı olan 18.476,70 TL sına takip tarihinden itibaren %100 oranında faiz istenebileceği, karşı dava konusu yapılan 4 adet çekin toplamı olan 102.000,00 TL nin tahsil edildiği, diğer 6 adet çekin ise bankaya ibraz tarihlerinde karşılığı bulunmadığından tahsil edilemediği, söz konusu çeklerin davalıya iade edilmediği, vade tarihlerinin hesap kat tarihinden önce olduğu, bu çeklerle ilgili olarak davacı bankanın 6 aylık zamanaşımı süresinde takip veya dava hakkını kullandığını kanıtlamayadığı, çeklerin zamanında tahsili halinde borçtan düşülmüş ve asıl borçlunun borcunu fazlasıyla kapatmış olacağı, fazla ödeme tutarı ve bunlara taahkuk ettirilen avans faizi ilie birlikte karşı dava tarihi itibarıyla karşı davacı şirketin alacağının toplam 404.91,34 TL ne ulaştığı belirtilmiştir.Birleşen dava ile ilgili olarak ve asıl davadaki itirazlar üzerine düzenlenen 04/06/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı karşı davacı şirketin bankadan kullandığı kredilerin teminatı olarak verdiği çeklerden 4 adedinin tahsil edilerek borca mahsup edildiği, geriye kalan 6 adedinin karşılıksız olduğu, bankanın bu çekleri zamanaşımı süresinde takip ve davaya konu etmediği, asıl dava da banka alacağının toplam 25.251,28 TL olup, asıl alacak tutarı olan 15.837,17 TL sına takip tarihinden itibaren %100 oranında temerrüt faizi istenebileceği, aynı borca ilişkin olarak birleşen davada davacı bankanın kefil sıfatıyla ... Tekstil Ltd. Şti den takip tarihi itibarıyla toplam 25.604,96 TL tutarında alacaklı bulunduğu, diğer kefiller ..., .... ...'nın takip tarihi itibarıyla toplam 25.525,35 TL den sorumlu oldukları ve adı geçen davalılar yönünden belirlenen asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %100 oranında temerrüt faizi istenebileceği tespit edilmiştir. Karşı dava ile ilgili olarak kök rapordaki görüşler tekrarlanmış, çeklerin zamanında tahsil edilerek borçtan düşülmüş olması halinde davalı karşı davacı şirketin borcunun fazlasıyla kapatılmış olacağı belirtilmiştir. İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı banka ile davalı asıl borçlu ...arasında bağıtlanan 19/07/2012 tarihli, 5.000.000,00 TL limitli ve bila tarihli 1.250.000,00 TL limitli, Genel Kredi Sözleşmeleri uyarnıca; adı geçen şirkete kredi kullandırılmış ve teminat olarak 422.000,00 TL lik 10 adet çek alınmıştır. Kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 30/06/2014 tarihinde kat edilerek ihtarname keşide edildiği ve davalı asıl borçlunun 07/07/2014 tarihinde temerrüde düştüğü tespit edilmiştir. Takip tarihi itibarıyla davacı bankanın asıl borçlu şirketten toplam 25.251,28 TL alacaklı bulunduğu ve asıl alacak tutarı olan 15.837,17 TL sına takip tarihinden itibaren %100 oranında temerrüt faizi yürütülebileceği sonucuna varılmıştır. Kredinin teminat olarak alınan 10 adet toplam 422.000,00 TL lik çeklerden 4 adedi toplam 102.000,00 TL olarak tahsil edilmiş ve kredi borcundan düşülmüştür. Geriye kalan 6 adet çekin ise bankaya ibraz tarihlerinde karşılığı bulunmadığndan tahsil edilemediği, zamanaşımı süresinde banka tarafından takip veya dava hakkının kullanılmadığı ve çeklerin davalı asıl borçluya iade edilmedikleri çekişmesizdir. Bilirkişi raporunda bu çeklerin zamanında iade veya tahsil edilmesi halinde borcun fazlasıyla kapatılacağı, bu nedenle karşı davacının toplam 404.961,34 TL tutarında zarara uğramış olduğu hesaplanmıştır. Davacı banka vekili TMK 950 maddesinde belirtilen hapis hakkının kullanıldığını, varsayıma dayalı olarak zarar hesabının yapılamayacağını, çeklerdeki zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu ileri sürmüştür.Bağıtlandığı çekişmesiz bulunan Genel Kredi Sözleşmesinin 12.3 maddesinde davacı bankanın temlik aldığı ticari senetleri tahsile koyup koymamakta senet borçlularına müracatta serbest olduğu, bu yetkileri kullanıp kullanmamaktan dolayı müşteriye karşı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı bankanın ödenmeyen kredi borcundan dolayı karşılıksız çıktğı çekişmesiz bulunan 6 adet çekle ilgili olarak hapis hakkını kullanabileceği, bunları kredi müşterisi olan karşı davacı ... Tekstil A.Ş'ne iade etmekte yükümlü olmadığı gibi, çekte imzası bulunan borçlular hakkında yasal takip veya dava hakkı kullanmak zorunda olmadığı, bu konuda karşı davacıya karşı sözleşmesel bir yükümlülüğünün bulunmadığı varsayıma dayalı karşı davacı zararının kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığndan karşı davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Ek bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın asıl borçlu şirkete kullandırdığı krediden dolayı müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla birleşen davalılardan talepte bulunabileceği, takip tarihi itibarıyla davalı kefil ... Teksitl Ltd. Şti'nin toplam 25.604,96 TL diğer davalı kefiller ..., ... ve ...'nın ise toplam 25.525,35 TL den sorumlu oldukları, hesaplanan asıl alacak tutarı üzerinden %100 oranında temerrüt faizi yürütülebileceği belirlenmiştir. Her ne kadar kefil davalıların toplam borç tutarının asıl borçlunun borcunu aştığı anlaşılmakta ise de; bu durumun keşide edilen ihtarname giderindeki farktan kaynaklandığı, kredi alacağına ilişkin olarak bir fazlalığın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; dava ve birleşen dava yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıların itirazlarının yukarıda belirlenen tutarlar üzerinden iptali gerektiği, karşı davanın ise reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur. Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının ve birleşen davalıların itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince; tahsilde tekerrür olmamak üzere takdiren tespit edilen miktarın % 20'si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmaları gerekmiştir. Davalı tarafça kötüniyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de; reddedilen miktar yönünden davacının takibinde haksız olmakla birlikte kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından istemin reddine karar verilmiştir..."gerekçesi ile, Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasında davalı ...'nin itirazının toplam 25.251,28 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 15.837,17 TL'sına takip tarihinden itibaren %100 oranında temerrüt faizi yürütülerek takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, davalının %20 (5.050,25 TL) oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, Koşulları oluşmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine, Karşı davanın REDDİNE, Bu dosya ile birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/159 Esas sayılı dosyasında davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Sayılı takip dosyasında ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı ... LTD. ŞTİ.'nin itirazının toplam 25.604,96 TL için İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 15.837,17 TL'sına takip tarihinden itibaren %100 oranında temerrüt faizi yürütülerek takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, Aynı takip dosyasında ve tahsilde tekerür olmamak üzere davalılar ..., ..., ...'nın itirazlarının toplam 25.525,35 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 15.868,36 TL'sına takip tarihinden itibaren yıllık %100 oranında temerrüt faizi yürütülerek takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, Davalıların %20 oranında 5.120,99 TL ( davalı ... LTD. ŞTİ tamamından, davalılar ..., ..., ... 5.105,07TL'sından sorumlu olmak üzere ) inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına,Koşulları oluşmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı/karşı davacı ile birleşen davanın davalıları istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/ karşı davacı ile birleşen dava davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkeme tarafından müvekkili şirketin taraf olduğu genel kredi sözleşmesinin 12,3 maddesinin uygulama alanı bulacağından bahisle hükme esas alınarak karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bahsedilen maddenin hem sözleşme içeriğinde bulunmaması nedeniyle müvekkillerini bağlamadığını hem de madde içeriği müvekkili durumunu karşılamadığından uygulama alanı bulunmadığını, Müvekkili tarafından davacı/karşı davalıya verilen çek ve senetlerin ödeme aracı olduğu ve borçtan düşülmesi gerektiği yargı kararları ile de açıkça belirtildiğini, dolayısıyla davacı/karşı davalı tarafın elinde bulunan ve müvekkile iade edilmeyen ticari senetlerin ödeme aracı olduğunu müvekkilinin borcundan düşülmesi gerektiğini, davacı/karşı davalının elinde bulunan ticari senetlere ilişkin işlem yapmamasının müvekkillerini değil davacı/karşı davalıyı bağladığını, müvekkilinin ticari senetlerle yaptığı ödemelerin kredi borcunu fazlasıyla kapattığını, davacı/karşı davalıdan alacaklı konuma geçtiğini, (Yargıtay 11. HD 12/09/1989 T. 1989/6774 E. - 1989/4238 K.) (İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/202 E. - 2018/546 K. ) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, Esas ve Birleşen davanın reddine karşı davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen dava, genel kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan ve ödenmeyen kredi alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali, karşı dava ise genel kredi sözleşmesi gereğince kullanılan kredi borcunun teminatı olmak üzere karşı davalı bankaya teslim edilen ve karşılığı çıkmayan çeklerin iadesi, çeklerin iade edilmemesi ve yasal olarak takip edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabul kısmen reddine, karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı asıl dava davalı/karşı davacısı ile birleşen dava davalıları istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasında, asıl dava davalısı/karşı davacı şirketin borçlu, birleşen dava davalıların müteselsil kefil oldukları 19/07/2012 tarihli 5.000.000 TL bedelli ve bila tarihli 1.250.000 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, asıl borçluya kredi sözleşmeleri gereğince kredi kullandırıldığı, kredinin teminatı olarak toplam 422.000 TL bedelli on adet çekin alındığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 30/06/2014 tarihinde kat edilerek kat ihtarnamesi tebliğ edildiği, takip tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketin 25.251,28 TL borçlu olduğu, teminat olarak verilen çeklerden 102.000 TL bedelli 4 adedinin tahsil edilerek kredi borcundan mahsup edildiği, kalan 6 adet çekin ise bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının şerh edildiği, karşılığı bulunmayan çeklerin davalı asıl borçlu şirketin talebine rağmen davacı bankaca iade edilmediği ve çekler hakkında takibi konusunda yasal işlem başlatılmadığı çekişme konusu değildir.İstinaf yönünden uyuşmazlık, kredi teminatı olarak temlik eden davacı bankaya verilen ve karşılığı çıkmayan, iade edilmeyen çeklerin karşı davacıya iadesi gerekip gerekmediği ile bu çeklerin asıl borçlu şirkete iade edilmemesi ve bankaca tahsili yönünde her hangi bir işlem yapılmaması nedeniyle karşı davacının zarara uğrayıp uğramadığı ve zarara uğramış ise bunun asıl ve birleşen dava davalıların borcundan mahsubu gerekip gerekmediği hususunda çıkmaktadır.Davacı banka, söz konusu çekleri, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle TMK 950. Maddesi gereğince hapis hakkı kapsamında iade etmediklerini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan bila tarihli 1.250.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesinin 12.3 maddesinde davacı bankanın temlik aldğı ticari senetleri tahsile koyup koymamakta senet borçlularına müracatta serbest olduğu, bu yetkileri kullanıp kullanmamaktan dolayı müşteriye karşı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir. Yine taraflar arasında imzalanan 19/07/2012 tarihli 5.000.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesinin 14.4 maddesinde ise "banka, kambiyo senetlerini ibraz veya protesto etmemesi veya gecikmesi, rucü hakkını kullanmaması yada gecikmesi hallerinde, kusuru bulunmak ve müşterinin bu nedenle keşideciden alacağını alamadığını yargı kararı ile tevsik etmesi kaydıyla sorumlu olacaktır." düzenlemesi yer almıştır. Buna göre somut olayda, asıl dava davalısı borçlu şirket tarafından kredi borcunun teminatı olarak verilen ve karşılığı çıkmayan çekleri davacı bankanın, kredi borcunun ödenmemiş olması nedeniyle TMK'nın 950. Maddesi hükmüne göre hapis hakkını kullanarak iade etmeyebileceği, genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre bankanın temlik aldığı kambiyo senetlerini tahsile koyup koymamakta, senet borçlularına müracaatta serbest olmasına, karşı davacının söz konusu teminat olarak verilen çeklerin tahsili imkanının kalmadığını bu nedenle zarara uğradığını mahkeme kararı ile tevsik edememiş olmasına göre karşı davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Asıl dava davalı/karşı davacı ve birleşen dava davalılarının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davalı/karşı davada davacının birleşen davada davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.'er TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Asıl dava yönünden karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.724,91.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 431,25.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.293,66.TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karşı dava yönünden karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, karşı dava davacısı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL' nin karşı dava davacısından tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; 6-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 7-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.749,07.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 437,42.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.311,65.TL' nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 8-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 9-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; asıl dava yönünden HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak; Karşı dava yönünden HMK'nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay' da temyiz yolu açık olmak üzere 02/04/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.