14. Hukuk Dairesi 2019/2702 E. , 2020/3382 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/03/2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/06/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilleri adına kayıtlı 2629, 2633 ve 2637 parsel sayılı taşınmazların ana yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek söz konusu taşınmazlar yararına, davalılara ait 2628, 2632, 7630 ve 1325 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 2637 parsel sayılı taşınmaz yararına 2628, 2629, 2630 ve 2631 parsel sayılı taşınamzlar üzerinden geçit irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
Davalılardan ... vekilinin temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 28.12.2013 tarihli 2013/1294 Esas, 2013/2916 Karar sayılı ilamı ile "Geçit kurulan parsellerin kuzey kısmında genişlikleri oldukça dar olduğundan yüzölçümü büyük olan 2636 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulup kurulamayacağı konusunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, ayrıca 2629, 2633 ve 2637 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit tesis edilmesi istendiği halde sadece 2637 parsel sayılı taşınmaz yararına geçit hakkı tesis edilmesinin doğru olmadığı" gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; mahkemece, davanın kabulü ile, 2637 parsel sayılı taşınmaz yararına 2628, 2629, 2632 ve 2633 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
Davalılardan ... vekilinin temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 25.01.2016 tarih 2015/17066 Esas, 2016/793 Karar sayılı ilamı ile "Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulduğu" gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısman kabulü ile, 23.01.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda 5. alternatif olarak belirtilen güzergah üzerinden 2629 parsel sayılı taşınmaz yararına 2632, 2633, 2637, 2636 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine, 2633 parsel sayılı taşınmaz yararına 2637, 2636 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine, 2637 parsel sayılı taşınmaz yararına 2636 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak Geçit İhtiyacı” veya “Geçit Yoksunluğu” ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazlar kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “Kesintisizlik İlkesi” denilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olaya gelince,
1)UYAP TAKBİS sisteminde yer alan tapu kayıtlarına göre aleyhine geçit hakkı tesis edilen 2636 parsel sayılı taşınmazın ... adlarına kayıtlı olduğu ancak bu kişilerin davada taraf olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; taşınmazda yukarıda adı geçen tapu kayıt maliklerinin, hayatta değiller ise mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2)Dosya kapsamında yapılan incelemede keşfin 23.03.2011 tarihinde yapıldığı daha sonra ek raporların hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Davacılar vekili temyiz itirazlarında 2636 parsel sayılı taşınmazın geçit tesis edilen kısmı üzerine bina yapıldığını keşfe gidilmediğinden bu hususun tespit edilemediğini, ileri sürmüştür.
Bu durumda mahkemece, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak davacılar vekilinin iddiası doğrultusunda 2636 parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit tesis edilen kısımda bina yapılarak geçit güzergahının fiilen kullanılamaz hale gelip gelmediği hususunun değerlendirilmesi, gerekirse bilirkişilerden taşınmazların yüzölçümlerinin büyüklüğü de gözönünde bulundurularak yeniden alternatif geçit güzergahlarının belirlenmesi istenerek, belirlenen bu alternatif güzergahlar üzerinden yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde en uygun güzergahtan geçit hakkı tesisi yoluna gidilmesi gerekirken eski tarihli keşfe dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.