6. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4559 Karar No: 2019/2533 Karar Tarihi: 17.04.2019
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/4559 Esas 2019/2533 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2016 yılında Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir yağma suçlaması hükümünü inceledi. Daire, Anayasa'nın 141. maddesi ve CMK'nin 34. maddesi gereği tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini belirtti ve hükümün geçerli, yasal ve yeterli bir gerekçeye dayanmadığını tespit etti. Daire, iddia, savunma, kanıtlar, suçun nitelendirmesi ve cezanın belirlenmesine ilişkin nedenlerin belirtilmesi gerektiğini açıkladı. Bu kurallara uyulmaması mutlak bozma nedenlerinden biri olarak kabul edildi. Daire, kararı bu nedenle BOZDU ve kanun maddeleri olarak, CMK'nin 230, 232 ve 289. maddelerine atıfta bulundu.
6. Ceza Dairesi 2016/4559 E. , 2019/2533 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nin 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır. Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklanmasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar. Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken noktalar ise CMK"nin 230. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sırayla; a) İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu; b) Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri, c) Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı, sanığın ve/veya hükümlünün suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi: d) Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler, e) Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir. Açıklanan bu usul kuralları buyurucu nitelikte olup, uyulmaması 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 308/7. (5271 sayılı CMK"nin 289/1-e) maddesi uyarınca mutlak bozma nedenlerini oluşturmaktadır. Bu açıklamalar ışığında dosya incelendiğinde; Somut olayda; Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nin 34, 230, 232 ve 289. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı, mahkemenin ulaştığı sonuçların iddia, savunma ve dosyadaki mevcut hali bir bütün halinde değerlendirilip hükümlü hakkında ne olduğunun açıkça gerekçede yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan, gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.