Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/866
Karar No: 2021/628
Karar Tarihi: 02.04.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/866 Esas 2021/628 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/866
KARAR NO: 2021/628
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI: 2015/1124 Esas - 2018/1292 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/09/2015 tarihinde, davalı şirket tarafından işletilen ... plaka numaralı otobüsün sürücüsü ...'in önündeki araçları yakın takip etmesinden ve yüksek hızla araç kullanmasından dolayı hızını ayarlayamayarak önünde seyreden müvekkile ait ... plaka numaralı taşıta çarparak hasarlanmasına yol açtığı, müvekkile ait hasarlı taşıtın haftalarca tamirde kaldığı, parça eksikliği nedeniyle halen müvekkile teslim edilemediği, müvekkilin taşıtıyla yolcu taşıma ve servis hizmet sağladığı ve çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile taşıtta meydana gelen, şimdilik 100 TL değer kaybı, aracın tamir süresince kullanılamamasından kaynaklanan, şimdilik 100 TL kazanç kaybı ve kaza tarihi itibariyle avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilinin talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 6.600,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı ... Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluğun sigortalının kusuruyla sınırlı olduğu, kazanç kaybının poliçe teminatı dışında kaldığı, faiz talebinin uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açılamayacağı, kaza tespit tutanağının eksik inceleme ile oluşturulduğu, diğer taşıtların da birbirine çarpması nedeniyle yakın takipte bulunduklarının ortaya çıktığı, davacının kendi taşıtı yerine başka taşıt kiraladığını belirttiği, aynı zamanda da kar kaybı olduğundan bahsettiği, böyle bir fatura varsa ibrazının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın kabulüne, 6.000,00 TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın davalı sigorta yönünden, dava tarihi olan 24/11/2015 tarihinden davalı şirket yönünden kaza tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 600 TL ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın davalı şirket yönünden kaza tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline," karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... Ltd. Şti. vekili ile davalı ... Sigorta AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı ... Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olan haksız fiilden kaynaklı bir tazminat davası olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerekirken dosyanın asliye ticaret mahkemesinde açılmasının doğru olmadığını, üstelik davanın konusunun da bir ticari ilişki olmadığını, taraflara kusur yüklenebilmesi adına olay yerinde bir keşif yapılması gerektiğini, kaza tespit tutanağının eksik inceleme ile oluşturulduğunu, mahkeme keşif yapma yoluna gitmeden müvekkili şirketin %100 kusurlu olduğunu kabul edilerek karar verdiğini, davacının başka bir araç kullanarak işlerini yaptığını ifade ettiğini, bu nedenle de kazanç kaybının söz konusu olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının ıslaha konu maddi tazminat talepleri zamanaşımına uğradığından ıslaha konu taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı defi hususunda olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda, değer kaybı tutarının tespiti yöntemi yargıtay ve poliçe genel şartlarında öngörülen kriterlere uygun olmadığını, kazanç kaybı talepleri müvekkil sigorta şirketine de yöneltilmiş olup, bu talepler yönünden davacı talepleri zımnen reddedilmiş olmasına rağmen müvekkil lehine ret edilen tutar üzerinden karşı vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinden kabul ret oranına göre belirlenmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK' nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK'nın 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda zorunlu trafik sigorta poliçesinden dolayı oluşacak ihtilafın çözümünde Türk Ticaret Kanunu'nda hükümler uygulanacağından başka bir ifadeyle ihtilafın TTK'da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/03/2017 gün ve 2014/19001E. - 2017/3223K. sayılı; 30/03/2017 gün ve 2015/5763E. - 2017/3414K. sayılı; yine 21/03/2017 gün 2014/20096E. - 2017/3049K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta görülen davada davalı sigorta şirketinin kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısı olduğu anlaşıldığına göre, 6102 sayılı TTK' nın 4/1 ve 5. maddesi gereğince ihtilafın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Davalı ... Ltd. Şti. Vekilinin mahkemenin görevine ilişkin istinaf itirazının reddi gerekir. 6100 sayılı HMK'nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK'nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re'sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporunun istinaf talep eden davalı tarafa HMK'nın 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK'nın 281. maddesi çerçevesinde kusur oranı ve kazanç kaybı raporunda ki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK'nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re'sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusur ve kazanç kaybı raporunda ki hesaplamaya ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmayacağından davalı ... Ltd. Şti. vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK'nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK'nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 27/09/2015 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince ıslah talebi 16/05/2018 tarihli dilekçeyle yapılmış ve aynı gün harcı yatırılmıştır. Davaya konu trafik kazası sonucunda kaza tespit tutanağına göre iki kişi yaralanmış olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan ceza kanununa göre ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihiyle ıslah tarihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır.Davalı ... Sigorta AŞ vekilinin zamanaşımı istinaf itirazı yerinde değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi içtihatlarına göre değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmaktadır. Kaza tarihine göre Yeni Genel Şartlar yürürlükte olmakla birlikte, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince Yeni Genel Şartların " Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı kısmında açıklanan hesaplama yöntemi kullanılamayacağından İlk Derece Mahkemesince aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark esas alınarak değer kaybı belirlenmesi gerektiğinden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi içtihatlarına göre yapılan hesaplamadaki miktara hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davalı ... Sigorta AŞ vekilinin değer kaybının yeni genel şartlara göre hesaplanması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Davacı taraf dava dilekçesi sonuç bölümünde araç için kazanç kaybı talebini davalı şirketten talep ettiği anlaşılmakla ve mahkemece bu yönden davalı sigortanın sorumluluğuna gidilmediği davanın kabulüne karar verildiğine göre, davalı sigorta lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ile yargılama giderlerinden kabul ret oranına göre belirlenmesi gerektiğine yönelik itirazının da reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; davalı ... Ltd. Şti. vekili ile davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı ... Ltd. Şti. vekili ile davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı ... Ltd. Şti. yönünden; Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 450,85 TL harçtan peşin alınan (44,40+68,31=)112,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 338,14 TL harcın davalı ... Ltd. Şti.'den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı ... Sigorta AŞ yönünden; Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 450,85 TL harçtan peşin alınan 102,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 348,35 TL harcın davalı ... Sigorta AŞ'den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.02/04/2021

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi