Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7473
Karar No: 2012/9313
Karar Tarihi: 16.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/7473 Esas 2012/9313 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/7473 E.  ,  2012/9313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...6. Aile Mahkemesinden verilen 20.03.2012 gün ve 368/375 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı-karşı davacı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.10.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı-karşı davalı ... vekili, dava dilekçesinde ada parsel numaraları yazılı üç parça taşınmazın evlilik birliğinde davalı adına alındıklarını ve alımlarında davacının da çalışarak elde ettiği gelirle yarı oranda katkıda bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere taşınmazların % 50 hissesinin davacı adına tescili, mümkün olmadığı takdirde gerçek değerlerinin belirlenerek % 50’sinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, harca esas olmak üzere değeri tahmini olarak 20.000 TL göstermiştir. 10.11.2010 tarihli harcını yatırdığı dilekçesi ile alacak isteğini 110.000 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı ... vekilinin karşı davasında ise, karşı davaya konu dairenin ...’e babasından kalan arsa üzerine yapılan binadan düşen dairelerin satışından gelen gelir, dedesinden kalan mirasın paraya çevrilmesi ve ...’in gelirleri ile alındığını, yine aracın taksitle ... tarafından alınarak taksitlerinin ödendiğini, Semih’in katkısı olmadığını açıklayarak karşı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı-karşı davacı ... Beşikçi vekili, dava konusu üç taşınmazın bankadan çekilen kredi ve davalının ortağı olduğu Beş-Can şirketinin gelirleri ile alındığını, davacı ...’in alımlarda bir katkısı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, süresinde açtığı karşı davasında ise Keklikpınarı’ndaki dairenin Semih tarafından alınarak davacı ... adına tescil ettirildiğini, 06 GPT 79 plakalı aracın ... adına alımında da Selih’in katkısı bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL"nin davalı ...’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile dava konusu Ayrancı’daki ev için 48.972,51 TL, Didim’deki yazlık için taleple bağlı kalınarak 42.500 TL artık değere katılma alacağının davalıdan tahsiline, bu miktarın 26.500 TL"si için dava tarihinden, geri kalan miktar için 10.11.2010 ıslah tarihinden geçerli yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, karşı davada ise taşınmaz ve araca ilişkin alacak talebi yerinde görülmediğinden karşı davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 25.07.1992 tarihinde evlenmişler, 31.07.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 15.09.2008 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Davacı ... tarafından dava konusu yapılan Ayrancı’da 2689 ada 5 parselde 3 numaralı mesken 14.05.2005, Didim Akbük Köyünde 676 parseldeki yazlık ise 02.06.2003 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı ... adına, Kıbrıs’da devre mülk ise 22.11.2004 tarihinde Beş-Can Limited Şirketi adına edinilmiş olup, davacı ...’in isteği katılma alacağına ilişkindir. Karşı davada dava konusu yapılan Keklikpınarı 13839 ada 3 parselde 32 numaralı mesken 20.09.2001, 06 GPT 79 plakalı araç ise 03.10.2000 tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak karşı davalı ... adına tescil edildiğinden istek katkı payı alacağına ilişkin olup uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir.
    Karşı davada Semih vekili tarafından taşınmaz ve araçla ilgili açılan katkı payı alacağı bakımından; Keklikpınarı 13839 ada 3 parselde 32 numaralı mesken 20.09.2001 tarihinde üçüncü kişiden satın alma yolu ile davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece, taşınmazın Semih tarafından alındığı ancak jest olarak davalı ... adına tescil edildiği dolayısı ile bağış kabul edilmesi gerektiği açıklanarak taşınmazla ilgili talep reddedilmiştir. Gerçekten de dava dilekçesinde bu hususta davacı veya vekilinin bir açıklaması yok ise de, yargılama sırasında dinlenen karşı davacı ...’in tanıklarından annesi Feriha “evin alımı sırasında oğluma evi yarı oranda kendi üzerine almasını söyledim ama eşinin mutlu olacağını söyleyerek eşinin üzerine aldı”, kardeşi Tuba “ilk aldığı evi karısına jest olsun diye onun üzerine tapuladı, ..."de memnuniyetini bana ifade etmişti”, kardeşi Melih “abim tapuyu ... mutlu olur diye onun üzerine yapmış, bu jesti ile ilgili yengemin defalarca teşekkür ettiğine şahit oldum” şeklindeki beyanları ve bu beyanları destekleyen karşı davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde yazılı “tanıkların jest dediği şey, evlilik birliğine inançla eşine duyduğu güveni göstermek adına kendi satın aldığı malı eşi adına tescil ettirmesinden ibarettir” açıklamalar birlikte düşünüldüğünde erkek tarafından alınmış olmakla birlikte tapuda eşinin mutlu olması, eşine jest yapma düşüncesi ile ... adına tescil ettirilmesi Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre Borçlar Kanununun 244 ve devamı maddeleri gereğince gizli bağış niteliğindedir. Hibe edilen taşınmazla ilgili olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunulamaz. Taşınmazla ilgili karşı davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Diğer yandan karşı davaya konu edilen aracın Milpa’dan cüzi taksitlerle alındığı, gerek peşinat ve taksitler gerekse ödeme tarihlerindeki ...’in geliri birlikte değerlendirildiğinde kadının tek başına, herhangi bir katkıya gerek olmadan geliri ile ödeme imkanı bulunduğu dosya kapsamı ve toplanan delillerden anlaşıldığına göre bu davalarda uygulanması gereken hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetildiğinde karşı davanın araçla ilgili ret bölümü de doğrudur.
    Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... vekilinin karşı davanın reddine yönelen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan karşı davanın reddine ilişkin hüküm bölümünün ONANMASINA,
    Davalı-karşı davacı ... vekilinin kadının açtığı asıl dava ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafın, eşler arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemle ilgili katılma alacağı isteği bakımından; uyuşmazlığın bu rejim kuralları gereğince yani 4721 sayılı TMK hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması hususunda duraksama bulunmamaktadır. Bu durumda 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenlemenin de katılma alacağı isteği ile ilgili olarak uygulanması gerekeceği açıktır. Davacı taraf, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere üç parça taşınmazın % 50 hissesinin davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazların gerçek değerlerinin belirlenerek % 50’sinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, harca esas olmak üzere değeri tahmini olarak 20.000 TL göstermiştir. 10.11.2010 tarihinde harcını yatırdığı dilekçesinde de, dava açarken tahmini gösterdikleri bedeli bilirkişi raporları ile belirlenen gerçek değerlere göre 110.000 TL"ye çıkarttığını, harçlandırdığını ve ıslahını istediğini bildirmiştir. 11.11.2010 tarihli yargılama oturumunda davacı ... vekili “beyan ve ıslah dilekçemizi tekrar ediyoruz” derken davalı ... vekili “önceki beyanlarımızı tekrar ediyorum” demiş, daha sonra 06.12.2010 havale tarihli dilekçesi ile davalı ... vekili “kabul anlamına gelmemek kaydı ile ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmuştur” şeklinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Bu dilekçeden dört gün sonra yapılan 10.12.2010 tarihli yargılama oturumunda davacı ... hazır bulunmuş, vekili gelmemiş, davalı ... ise vekili ile temsil edilmiş, bu oturumda taraflara bilirkişi raporları tebliğ edilmiş ayrıca mahkemece davalı vekilinin 06.12.2010 tarihli beyan dilekçesinin bir suretinin elden davacı ...’e tebliğ edildiği yazılmış, davacı ..., bilirkişi raporunu inceleyip beyanda bulunmak üzere mehil istediğini bildirmiş, davalı ... vekilinin de bilirkişi raporuna karşı diyeceklerini bildirmek amacı ile mehil istemesi üzerine mahkemece taraflara bu celse tebliğ edilen bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak üzere 10 günlük mehil verilmiştir. Davacı veya vekilinin, temyiz dilekçesinin verildiği tarihe kadar zamanaşımı ile ilgili bir dilekçeleri veya beyanları dosya arasında bulunmamaktadır. Mahkemece tüm bu aşamalar, davacının talebinin niteliği, 10.11.2010 tarihli dilekçenin davada talebin açıklanması mı yoksa ıslah mı kabul edilmesi gerektiği, zamanaşımı def’inin niteliği, süresinde olup olmadığı, bu def’iye karşı davacı tarafın cevap verip vermediği, zamanaşımı def’inin nasıl değerlendirileceği, hükümde dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili herhangi bir açıklama, inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, mahkeme görüşü ortaya konmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece olumlu olumsuz bir değerlendirmenin yapılmadığı konu hakkında Yargıtay tarafından resen inceleme yapılarak bir sonuca varılması mümkün değildir. Bu açıklamalar karşısında mahkemece, öncelikle dava dilekçesi ve dosya kapsamı, davacı ... vekilinin 10.11.2010, davalı ... vekilinin 06.12.2010 tarihli dilekçeleri birlikte değerlendirilerek, davadaki ...’in zamanaşımı def’i ile ilgili olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılması ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı ile ilgili hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
    Davalı-karşı davacı ... vekilinin asıl dava ile ilgili temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün usul ve yasaya uygun bulunmayan asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre asıl dava ile ilgili hükmün esasına yönelen temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.358,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine 16.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi