7. Hukuk Dairesi 2016/4889 E. , 2016/5187 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, tüm sorumluluğunun yüklenici firmalarda olduğunu bu nedenle öncelikle husumet nedeniyle davanın reddini istedikerlini , aksi halde ise davacının iş akdini sağlık sorunları nedeni ile feshettiğine dair istifa dilekçesi sunduğunu ancak sağlık sorunu varsa bile bunun yapılan işin niteliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının bilinmediğini, sağlık sorunlarının fesih tarihinden sonra da çıkmış olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş akdini sağlık sorunları nedeni ile haklı olarak feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın normatif dayanağı 4857 sayılı Kanununun 24/1-a maddesidir. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca “İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması ..” durumunda iş akdinin işçi tarafından haklı olarak feshi söz konusu olacaktır. Bu durumda davacı işçi ihbar tazminatı isteyemez ise de kıdem tazminatı istemeye hakkı olacaktır.
Somut olayda, davacının davalı kuruma ait çocuk yuvasında alt işveren işçisi olarak aşçı yardımcılığı görevinde bulunduğu ve 05.11.2012 tarihli el yazılı imzalı istifa dilekçesi ile sağlık sebeplerinden dolayı işten ayrıldığını bildirdiği ve dosya içerisinde davacının bir kısım rahatsızlıklarından veya düşmeye bağlı kanama ve ağrı şikayetlerinden kaynaklı olarak hastaneye başvurduğunu gösterir bazı hastane kayıtlarının olduğu görülmüştür. Öncelikle, davacının sağlığını etkileyen sebepler araştırılarak, İş Kanunu, 24/1-a"daki koşulların işçi yönünden oluşup oluşmadığı, işçinin yaptığı işin sağlığını doğrudan etkileyip etkilemediği, buna göre iş sözleşmesini sona erdirmesinde zorunluluk bulunup bulunmadığı yönünden davacının tüm tedavi dosyaları, sağlık raporları ve geçici iş göremezlik belgeleri varsa bunların da getirtilerek muayeneye sevk edilip sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeyerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Yıllık izin ücreti bakımından uygulanması gereken faiz başlangıç tarihi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde hâkimin, tarafların talepleriyle bağlı olduğu, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği belirtilmiştir.
Davacı, belirsiz alacak davası açmış 12/05/2015 tarihinde harcını yatırmak suretiyle miktar artırım dilekçesi vermiş ve yıllık izin ücretinin dava dilekçesi ile talep edilen kısmı için dava, artırılan kısım için ise miktar artırım dilekçesi tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiğinden mahkemece yıllık izin ücreti alacağının dava ve miktar artırım dilekçe tarihlerinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken HMK."nun 26.maddesine aykırı biçimde talep aşılarak alacağın tümünün dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ; Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.