5. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/20953 Karar No: 2018/1462 Karar Tarihi: 12.02.2018
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/20953 Esas 2018/1462 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2017/20953 E. , 2018/1462 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın tazminat talebi yönünden kabulüne, ecrimisil talebi yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmaza su kanalı yapılmak suretiyle 1976 yılında el atıldığı anlaşılmaktadır. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması halinde taşınmazın dava tarihindeki değeri, el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir." hükmü öngörülmüştür. Dava konusu taşınmazın 1976 yılı itibariyle imar planı içinde bulunup bulunmadığının, bu tarih itibariyle kesinleşmiş imar planı kapsamında olmadığının anlaşılması halinde belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber belediye ve altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd. gibi) yararlanıp yararlanmadığının, özellikle etrafının meskûn olup olmadığının, taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca bu plan
kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumunun, hangi amaçla plan kapsamına alındığının, yerleşim merkezlerine uzaklığının, alt yapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanaklarının, kullanma biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıklarının belediye başkanlığından araştırılarak bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten ve hava fotoğrafları da getirtilmek suretiyle dava konusu taşınmazın 1976 yılı itibariyle niteliği tespit edildikten sonra, arsa olduğunun anlaşılması halinde dava konusu taşınmazın kadastral parsel, emsal taşınmazın imar parseli olduğu gözetilerek, düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle, arazi olduğunun anlaşılması halinde ise ekilebilir ürün gelirine göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle arsa olarak kabul edilerek bedel belirlenmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine,12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.