Hukuk Genel Kurulu 2020/469 E. , 2021/381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep 2. İş Mahkemesince verilen davalılar ... ile Dicle Öğrenci Servisleri Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve Seha Teknik Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi bakımından davanın kabulüne, davalı Öztekinler Limited Şirketi bakımından atiye terk nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin asıl işveren olan davalı ... nezdinde alt işveren işçisi olarak 01.02.2013-30.04.2014 tarihleri arasında çalıştığını, yaptığı işin asıl iş olması nedeniyle alt işverene verilmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi gereğince alacaklar belirlendikten sonra artırılmak kaydıyla 100,00TL kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi, 100,00TL ihbar tazminatı, 100,00TL yıllık izin ücreti ve 100,00TL fazla çalışma ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (TEDAŞ) vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ile diğer davalı şirketler arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi gereğince davacının şoför olarak çalıştığını, bu nedenle müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
6. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkeme Kararı:
7. Gaziantep 2. İş Mahkemesinin 25.12.2015 tarihli ve 2014/167 E., 2015/478 K. sayılı kararı ile; davalılar ... ile Dicle Öğrenci Servisleri Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve Seha Teknik Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi bakımından davanın kabulüne, davalı Öztekinler Limited Şirketi bakımından atiye terk nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Gaziantep 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 06.05.2019 tarihli ve 2017/21765 E., 2019/9812 K. Sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…Somut olayda davacı, çalışma süresi ve ücretini bilmektedir. Bu sebeple dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacaklarının miktarını belirleyebilme imkanına sahip olup belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, davacı tarafından belirsiz alacak davası olarak açılan ve Mahkemece belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacaklarına ilişkin davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. Gaziantep 2. İş Mahkemesinin 02.12.2019 tarihli ve 2019/187 E., 2019/465 K. sayılı kararı ile; dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının belirlenmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulduğundan, anılan alacakların belirlenebilir olduğundan bahsedilemeyeceği, Yargıtay Daireleri arasında içtihat farklılıkları nedeniyle tarafların adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği, ayrıca adalete erişimin engellendiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının belirsiz alacak olup olmadığı, buradan varılacak sona göre davacının belirsiz alacak davası olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; mahkemece verilen ilk kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Özel Daire tarafından davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının belirsiz alacak davasına konu olamayacağı gerekçesiyle bozma kararı verildiği somut olayda hüküm altına alınan net 1.310,88TL kıdem tazminatı, net 842,08TL ihbar tazminatı, net 357,28TL yıllık izin ücret alacağının toplam miktarının 2.510,24TL olduğu gözetildiğinde, direnme kararının verildiği 02.12.2019 tarihi itibariyle 3.200,00TL olan temyiz kesinlik sınırı altında kalıp kalmadığı, burada varılacak sonuca göre davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddi gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
14. 01.10.2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanun’un 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
15. Bu bağlamda HMK’nın geçici 3. maddesi;
“(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.). Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.
(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermekle birlikte, 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 47. maddesi ile geçici 3. maddenin ikinci fıkrasındaki “454” ibaresi “444” şeklinde değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir.
16. Yukarıdaki düzenlemelerden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar HUMK’nın 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
17. Bilindiği üzere, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.
18. Somut olayda, Özel Daire bozma kararı sonrasında mahkemece yapılan yargılama sonucunda kararın verildiği 02.12.2019 tarihinde bu miktar 3.200,00TL’dir.
19. 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
20. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
21. Eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar bulunmakta olup davacı, kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
22. Mahkemece davalılar ... ile Dicle Öğrenci Servisleri Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve Seha Teknik Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi bakımından davanın kabulüne, davalı Öztekinler Limited Şirketi bakımından atiye terk nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar Özel Daire tarafından davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olamayacağından bu alacaklar yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece direnme kararı verilmiştir.
23. Bu durumda direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan net 1.310,88TL kıdem tazminatı, net 842,08TL ihbar tazminatı, net 357,28TL yıllık izin ücret alacağının 2.510,24TL olan toplam miktarı açık biçimde direnme kararının verildiği 02.12.2019 tarihinde geçerli olan 3.200,00TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
24. Şu hâlde davalı ... vekilinin mahkeme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibari ile reddine karar verilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibariyle REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.03.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.