Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13111
Karar No: 2016/11658
Karar Tarihi: 26.09.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/13111 Esas 2016/11658 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/13111 E.  ,  2016/11658 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmadan sonra ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 05.05.1981-31.12.1987 ve 20.11.1991-01.11.2005 tarihleri arası davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüyle ilamında belirtilen şekilde davacının davalı işveren yanında çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/.... maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun .... maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır.


    Somut olayda, davacı adına Kuruma davalı değişik işverenler tarafından yapılan bildirimler karşısında, davacının çalıştığı sürelerde işverenin veya işverenlerinin kim olduğu usulünce yapılacak araştırma neticesi tam olarak saptanmalı, davalı işveren ile bildirimlerin yapıldığı işverenler arasındaki ilişki açıklanmalı, bu yapılırken varsayımdan uzak hukuki gerekçelere dayanılmalı, Mahkemece, re"sen araştırma ilkesi ışığında; davacının hizmet döküm cetvelinde bulunan tüm işyerlerindeki bordrolu tanıklar ile komşu işyeri tanıkları resen belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı; davalı işyerinin talebe konu yıllardaki aylık çalışma hacmi ve kapalı olduğu dönemler saptanmalı, davacıya hizmet döküm cetvelinde çalışmalarının bulunduğu ve husumet yöneltilmeyen işyerleriyle arasındaki ilişki ve hangi işveren nezdinde ne kadar çalıştığı net olarak açıklattırılmalı, davacının talebe konu dönemdeki çalışmalarının bir bölümünün hizmet döküm cetvelinde görünen işyerlerin de geçtiğinin anlaşılmasına göre, HMK m. 124 gereğince adı geçen işverenlere de de usulüne uygun bir biçimde husumet yöneltilmelidir. Ayrıca kurumdan davacı adına bildirimlerin yapıldığı tüm işyerleri hakkında hazırlanan müfettiş raporları ile bu işyerlerine ait işyeri dosyaları celbedilmeli, ilgili işyerlerinin kurum kayıtlarında ve ticaret sicilinde görünen sorumlu yetkililerinin ve belirtilen tarihlerde sözkonusu işyerlerini fiilen kimlerin işlettiği ve aralarında herhangi bir devir olgusunun bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacıya yapılan ödemelere ait kayıtlar getirtilmeli ve böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılmalı ve nihayetinde davacının çalıştığı iddia edilen süreler tereddütsüz belirlenerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi