14. Hukuk Dairesi 2014/4094 E. , 2014/4958 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/09/2012
NUMARASI : 2012/2011-2012/1950
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.11.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 972 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında paylı malik olan murisinin “Süleyman kızı S... A..” biçiminde yazılı kimlik bilgilerinin “İsmail kızı S.. A..” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmaza ait tapulama tutanağının içeriğinden kimlik bilgileri düzeltilmek istenen S.. kızı, 1305 doğumlu S.. A.."ın "baba bir" İ..K.. ve R.. G..adında kardeşleri olduğu anlaşılmaktadır. Nüfus müdürlüğünden gönderilen aile nüfus kayıtlarında da Süleyman kızı, 1305 (miladi 1889) doğumlu S.. O.., S.. çocukları İsmail Karaman ve Ri..K... ile davacının murisi İsmail kızı, 1303 (miladi 1887) doğumlu S.. A.."ın kayıtlı olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere göre kimlik bilgileri düzeltilmek istenen S.. kızı, 1305 doğumlu S.. A... ile davacının murisi İsmail kızı, 1303 (miladi 1887) doğumlu S.. A.."ın iki farklı kişi oldukları anlaşıldığından davanın kabulü halinde mülkiyet nakline yol açacağı açıktır.
Bu durumda nüfusta kayıtlı İsmail kızı S.. A.."ın mirasçısı olan davacı M.. A.."un isteminin ancak nüfusta kayıtlı ve tapuda paylı malik olduğu anlaşılan S... kızı S.. A..."ın mirasçılarını hasım göstermek suretiyle açacağı bir tapu iptali ve tescil davasında incelenebileceği düşünülmeden, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasıyla düzeltme yapması doğru olmamıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken mülkiyet nakli oluşturacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.