14. Hukuk Dairesi 2019/3740 E. , 2020/3373 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.11.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 104 ada 139 ve 149 parsel (1818 ada 43 ve 58 yeni parsel) sayılı taşınmazları yararına, davalıya ait 104 ada 148 parsel (1818 ada 59 yeni parsel) sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı taşınmazı yararına 104 ada 148 parsel üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.11.2018 tarihli 2018/1898 E., 2018/7775 K. sayılı ilamı ile “Lehine ve aleyhine geçit kurulan taşınmazların yenileme kadastrosu gördüğü, ada ve parsel numaralarının değiştiği anlaşıldığından, sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan tapu kaydı ile kurulan hükmün infaza elverişli olmadığı açıktır. Bu durumda, mahkemece anılan taşınmazların oluşan yeni tapu kayıtlarına göre taraf teşkili denetlenerek araştırma ve inceleme yapılmalı, ondan sonra işin esasına yönelik infaza elverişli şekilde bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davacıya ait 1818 ada, 43 ve 58 parsel sayılı taşınmazlar lehine, aynı mahalde kain 1818 ada 59 parsel sayılı taşınmaz üzerinde fen bilirkişileri tarafından tanzim edilen 20.05.2019 havale tarihli rapor ile rapora ekli krokide "Güzergah-1" olarak ve yeşil renkte gösterilen biçimde 3 m genişlikte toplam 513,00 m²"lik kısımda geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ...’ın aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Bilindiği üzere, bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince; geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Her ne kadar davanın kabulü ile davacıya ait 1818 ada 43 ve 58 parsel sayılı taşınmazlar lehine, davalı ...’a ait ait 59 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit kurulmuş ise de 20.05.2019 tarihli fen bilirkişileri tarafından tanzim edilen raporda yer alan güzergahlarda 58 parsel sayılı taşınmaz yönünden 59 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit kurulmadığı, bir başka ifade ile davacıya ait iki parselin kurulacak geçit ile birbirlerine bağlanmadığı anlaşıldığından, kesintisizlik ilkesi gereğince hüküm infaza elverişli değildir.
Aynı zamanda geçit güzergahına yönelik bedel 22.09.2014 tarihinde belirlenerek depo edilmiş olup, bedelin saptanmasından sonra 17.06.2019 tarihli hükme kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş olduğu, güncel değer belirlenerek hüküm kurulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davacı ... 11.03.2015 tarihinde vefat etmiş, tapu kayıtlarında mirasçılarının elbirliği numarası ile kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Karar başlığında mirasçıların isimleri yerine vefat eden davacı isminin yer alması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.