Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8624
Karar No: 2016/10413
Karar Tarihi: 14.11.2016

Genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde kasten silahla ateş etme - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2015/8624 Esas 2016/10413 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, mağdur ile arasında çıkan tartışma sonrası, mağdurun işyerine silahla ateş ederek camlarını kırdığı iddiasıyla suçlanmıştır. Ancak sanığın savunması ve tanık anlatımları ile TİB kayıtları dosya kapsamında değerlendirildiğinde, suçun sanığa atfedilmesi için kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği beraat talebinin kabul edilmesi gerektiğine hükmedilmiştir. Ancak mahkeme, suçun silahla tehdit suçu olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde bir karar vermemiş, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçu ile suçlamıştır. Bu karar, sanığın temyiz itirazları doğrultusunda bozulmuştur ve sanığın suçlandığı suç, silahla tehdit suçu olarak yeniden değerlendirilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK.nun 106/2-a maddesi (silahla tehdit suçu)
8. Ceza Dairesi         2015/8624 E.  ,  2016/10413 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde kasten silahla ateş etme
HÜKÜM : Hükümlülük


Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın oğlu olan ...’nin ... ilçesinde ekmek sattığı, bu yüzden mağdur ile arasında tartışma çıktığı, bunun üzerine de sanığın, mağdur ile telefonda tartıştığı, ... ilçesine geleceğini söylediği, ... ilçesine gelerek mağdura ait ... ekmek fırınına ateş ederek fırının camlarını kırdığı, mağdurun sanıktan şikayetçi olmadığı olayda; sanığın eyleminin, TCK.nun 106/2-a, maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmğn bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri gereğince kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 14.11.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık ... hakkında, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan açılan davada, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın 5237 sayılı

Türk Ceza Kanununun 170/1-c, 53. maddelerinden 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
Mahkemenin mahkumiyete ilişkin kararı, süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edilmiştir.
Sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, sanığın müsnet suçtan delil bulunmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekçesiyle bozulması yerine, silahla tehdit suçunu düzenleyen TCK.nun 106/2-a madde ve bendinden cezalandırılması yönünde bozma karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
Sanık ... aşamalardaki değişmeyen savunmalarında özetle, mağdura ait işyerini kurşunlamadığını, ...’da fırıncılık yaptığını, belediyeden izin alarak mağdura ait fırının bulunduğu ... ilçesindeki festivalde olay tarihinde oğlu olan ...’in ekmek sattığını, akşam misafirleri ile yemek yediği sırada oğlunun telefon açarak mağdur ...’nun küfür ettiğini söylediğini, ...’a telefon açtığında “bu çocuk senden değil” demesi üzerine kendisine kızdığını, misafirleri ile olay gecesi ...’dan ...’ya gittiği için cep telefonunun ... yakınlarında sinyal vermiş olabileceğini ancak kesinlikle ... ilçe merkezine girmediğini söylemiştir.
Mağdur aşamalardaki beyanlarında özetle, fırınının kurşunlanma anını evde bulunması nedeniyle görmediğini söylemiştir.
TİB’den gelen kayıtlara göre, sanığın cep telefonuna ait sinyallerin olay tarihi ve saatinde sırasıyla ..., ... ve ...’da tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Tanık ... ifadesinde özetle, ...’da gezerken arkadaşı olan sanığın arayarak birlikte akşam yameği yeme teklifi üzerine ...’da yemek yedikleri sırada sanığın oğlunun telefonla arayarak mağdurun kendisine küfür ettiğini söylediğini, sanığın telefonla mağdur ... ile görüştüğünü, sonrasında birlikte ...’ya gittiklerini ancak ... ilçe merkezine girmediklerini söylemiştir.
Dosyada olay anını gören tanık bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 esas, 2006/97 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”



Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, sanık ...’in aşamalardaki değişmeyen savunmalarında mağdura ait işyerini kurşunlamadığını, mağdurla oğluna küfür etmesi nedeniyle telefonda görüştüğünü, misafirleri ile olay gecesi ...’dan ...’ya gittiği için cep telefonunun ... yakınlarında sinyal vermiş olabileceğini ancak kesinlikle ... ilçe merkezine girmediğini söylemesi, sanığın bu savunmasını doğrulayan tanık anlatımı ile TİB kayıtları, olay anını gören hiçbir kişinin bulunmaması, ... ilçesinde sanığa ait sinyal kaydının çıkmasının sanığın savunması ve bu savunmayı doğrulayan tanık anlatımı ile ...’da da sinyal kaydının bulunması karşısında müsnet suçu işlediği anlamına gelemeyeceği de birlikte değerlendirildiğinde, sanığın müsnet suçtan cezalandırılması için savunmasının aksine somut, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekçesiyle kurulan hükmün bozulması yerine, sanığın silahla tehdit suçunu düzenleyen TCK.nun 106/2-a madde ve bendinden cezalandırılmasına ilişkin bozma kararı verilmesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 14.11.2016








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi