Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/85
Karar No: 2019/80

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/85 Esas 2019/80 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/85 E.  ,  2019/80 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 223-375

    Hırsızlık suçundan sanıklar ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin Tavşanlı Asliye Ceza Mahkemesince verilen 08.12.2011 tarihli ve 352-414 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 27.02.2014 tarih ve 3804-6758 sayı ile;
    "...Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ......"nın, ... Müessese Müdürlüğü"nün terk ettiği alandan çaldığı kömürleri satmaya götürürken sanıklara kömürleri satacağını söyleyip, yardım etmelerini istediğine dair 08.12.2011 duruşma tarihli beyanı ve sanıkların kömürlerin bulunduğu araçla yakalanmaları karşısında eylemlerinin TCK"nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının kabul edilmesi suçunu oluşturduğu dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Tavşanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesi ise 02.10.2014 tarih ve 223-375 sayı ile bozmaya direnerek ilk hükümler gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir. .
    Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcıları ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2016 tarihli ve 397191 sayılı “Bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesince 14.02.2018 tarih ve 5259-1976 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ......n hakkında hırsızlık suçundan yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar, itiraz merciince itirazın reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat kararları ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların eylemlerinin sabit olup olmadığı, eylemlerin sabit olduğunun kabulü hâlinde suçun hukuki niteliğinin belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının, "yeni hüküm" niteliğinde olmadığı sonucuna ulaşılması durumunda, aleyhe olan bozma kararına karşı sanıkların beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanıklar ... ve ... hakkında, aynı olay nedeniyle hırsızlık suçundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen inceleme dışı sanık ......n ile birlikte katılan şirkete ait sahadan çaldıkları kömürü satmak isterken yakalandıkları iddiasıyla kamu davası açıldığı;
    Yerel Mahkemece, “...Sanıkların inkara dayalı istikrarlı savunmaları ve sanık ......n"ın beyanları da nazara alındığında, sanıklar ... ile ..."ın, sanık ......n"ın hırsızlık suçuna iştirak ettiklerine ve atılı suçu işlediklerine dair mahkûmiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı mahiyette delil elde edilemediği,” gerekçesiyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine dair verilen hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; “Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ......"nın, ... Müessese Müdürlüğü"nün terk ettiği alandan çaldığı kömürleri satmaya götürürken sanıklara kömürleri satacağını söyleyip, yardım etmelerini istediğine dair 08.12.2011 duruşma tarihli beyanı ve sanıkların kömürlerin bulunduğu araçla yakalanmaları karşısında eylemlerinin TCK"nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının kabul edilmesi suçunu oluşturduğu dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra Yerel Mahkemece, “...Yargılamanın, iddianamede tarif edilen eylem ile sınırlı olarak yapıldığı, her ne kadar bozma ilamı gerekçesinde sanıkların eylemlerinin TCK"nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının kabul edilmesi suçunu oluşturduğu ifade edilmiş ise de iddianamede; hakkında hırsızlık suçundan HAGB kararı verilmekle kesinleşen sanık ......n ile bozma sonrası yargılamaya konu sanıklar ..., ..."ın birlikte hareket ederek kamu kuruluşu olan GLİ"ye ait sahadan kömür çaldıklarının iddia olunduğu, ilgililerin çaldıkları kömürleri satmak isterlerken yakalandıklarının sadece anlatıldığı, buna göre sanıkların yargılamaya konu eylemlerinin GLİ"ye ait sahadan kömür çaldıkları iddiasına dayalı olduğu, sanıkların hırsızlık eylemlerinin yanında suç eşyasının kabul eylemlerinin de davaya konu edildiğinin bir an için bile kabul edilmesi halinde, suç eşyasını kabul suçlarında, önceki suçun işlenmesine herhangi bir şekilde iştirak edenlerin fiilen cezalandırılmalarının mümkün olmadığı, yani iddianamedeki eylemin bozma ilamında işaret edilen eyleme dönüşmesinin somut duruma göre mümkün olmadığı, böyle bir değerlendirmenin ancak ek iddianameye göre açılan davada yapılabileceği tespitlerinden hareketle, usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu düşünülen önceki kararda aşağıdaki şekilde direnilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların beraatlerine karar verildiği,
    Yine, Yerel Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanıklara bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanıkların tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine sanıklardan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümlerde direnilmesine karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Ön sorunlara ilişkin uyuşmazlık konularının ayrı ayrı değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
    1- Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükümlerin "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığı;
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Direnme gerekçesi olarak yapılan açıklamaların, Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34. maddeleri uyarınca direnmeye ilişkin gerekçenin gösterilmesi zorunluluğu kapsamında kalan açıklamalar olduğu, bu nedenle önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulması hâlinin söz konusu olmadığı kabul edilerek direnme kararına konu hükmün, yeni bir hüküm niteliğinde olmadığının kabul edilmesi gerekmektedir.
    2- Aleyhe olan bozma kararına karşı sanıkların beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği hususuna gelince;
    1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK"nın 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
    Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"un 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükümlerinin, aleyhe olan bozmaya karşı sanıkların beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Tavşanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.10.2014 tarihli ve 223-375 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, aleyhe olan bozmaya karşı sanıkların beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.02.2019 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık bakımından oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi