8. Hukuk Dairesi 2012/1923 E. , 2012/9272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve tazminat
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.12.2011 gün ve 157/127 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... ve ...nın babası ... ile kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazların babası ...’dan mirasen intikal ettiğini, müvekkilinin kadastro çalışmaları sırasında Ankara’da ikamet etmesi nedeniyle ve bilirkişilerin yanlış beyanları sonucunda dava konusu 119 ada 47 nolu parseli ile 109 ada 1 nolu parselin kardeşinin çocukları olan davalılar ... ve ... üzerine ½’şer paylı olarak tespit ve tescil edildiğini, bu davalıların dava konusu taşınmazları tapuda diğer davalı ...’a sattıklarını, oysa ...’ın bu taşınmazların muris ....’ya ait olduğunu, ölümüyle davacı ve davalılara kaldığını bilmesi gereken kişi olmasına rağmen tapuda satın aldığını açıklayarak öncelikle davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile ½ payının davacı adına, diğer ½ payın ise eşit paylarla davalılar ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmesini, bu mümkün olmadığı taktirde haksız zenginleşme nedeniyle davacının payına düşen 10000 YTL’nin satış tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalılar ... ve ...’den alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 24.12.2008 günlü 3 nolu oturumda davacı vekili, ıslah talebinde bulunarak dava konusu taşınmazların 119 ada 50 ve 109 ada 1 nolu parsel olduğunu açıklamış, beyanını imzasıyla onaylamıştır.
Davalılar ... ve ..., 19.09.2008 havale tarihli dilekçelerinde özetle; davacı ile kendi miras bırakanları (babaları) ...’nın kardeş olduklarını, köydeki evin yanması sonucunda babası ile üç kardeşinin yangında öldüklerini, anneleriyle birlikte kaldıklarını, bu duruma davacı amca ile köylülerin üzülmeleri nedeniyle yardımda bulunduklarını, dava konusu 109 ada 1 nolu parselin davacı amcalarının rızasıyla tapulama tespitinin kendi adlarına yapıldığını, yine dava konusu 119 ada 47 nolu parselde davacının hiçbir şekilde hakkı olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... vekili, 6.10.2008 havale tarihli dilekçede özetle; dava konusu taşınmazları tapu memuru huzurunda yapılan satışla iktisap ettiğini, 4721 sayılı TMK. nun 1023. maddesi gereğince iyi niyetli üçüncü kişi olduğu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davacı tarafa 22.10.2008 tarihinde delillerini bildirmesi için süre verilmesine rağmen, bildirmediği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 6.7.2009 tarih, 2009/2029-3646 Esas ve Karar sayılı bozma ilamı ile davacıya verilen sürenin HUMK. nun 163. maddesindeki koşulları taşımadığından bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak gerekli araştırma ve inceleme yapılmış ve davalı ... hakkındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine, diğer davalılar ... ve ... aleyhine açılan tazminat davasının kısmen kabulü ile resmi satış sözleşmesinde belirtilen bedelin yarısı olan 2750 TL"nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından davalılardan ...’ın iyi niyetli olmadığı ve hükmedilen tazminatın düşük olduğu gerekçeleriyle temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecetına ve hükmüne uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde tapu iptali ve tescil davasının reddi yönünde hüküm tesis edildiğine göre, davacı vekilinin iptal ve tescile ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün tapu iptali ve tescil davasının reddine yönelik bölümünün ONANMASINA, Davacı vekilinin tazminata ilişkin temyiz taleplerine gelince;
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 109 ada 1 nolu parsel, 119 ada 47 nolu parsel ile 119 ada 50 nolu parselin kadastro yoluyla verasetle iştirak halinde .... oğulları .... ve ... adlarına 9.10.2006 tarihinde tescil edildiği, 119 ada 47 nolu parselin 6.2.2008 tarihinde satış yoluyla dava dışı Satılmış Budak’a, 109 ada 1 nolu parsel ve 119 ada 50 nolu parselin ise 31.3.2008 tarihinde satış suretiyle ...’a, temlik edildiği görülmüştür. Bu temliklerle ilgili resmi satış sözleşmelerinin fotokopileri dosya içerisinde bulunmaktadır. Hükmüne uyulan bozmadan sonra mahallinde keşif yapılmış, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları dinlenmiştir. Bu kişiler davalı ...’ın kendi köylüleri olduğunu, ancak İstanbul’da ikamet ettiğini, bayramda seyranda ara sıra köye geldiğini söylemişlerdir. Öte yandan taşınmazların tarafların dip murisi ...’dan irsen kaldığı, kadastro çalışmalarında davacının yeğenleri olan davalılar adına yazıldığı ve bu kişilerin diğer davalıya tapudaki satışla temlik ettikleri ve son malikin iyi niyetli olduğu tartışmasızdır.
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kadastroda davalılar adına tespit ve tescilinden sonra bu yerlerin iyi niyetli üçüncü kişiye tapudaki temliki nedeniyle davacıya verilecek tazminatın miktarının hesaplanmasından kaynaklanmaktadır. Mahkemece, davalılar ... ve ... tarafından son malik ...’a tapudaki temlik nedeniyle düzenlenen resmi satış sözleşmesindeki satış bedelinin yarısı olan miktar tazminat olarak hükmedilmiş ise de, davacı resmi satış sözleşmesinde taraf olmadığı için buradaki yazılı olan bedelin davacıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle gerçek bedellerinin işin uzmanı bilirkişiler aracılığıyla belirlenerek bu bedelin yarısının davacıya tapudaki satış tarihinden itibariyle yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 19,70 TL"nin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 16.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.