17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12756 Karar No: 2016/5743
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12756 Esas 2016/5743 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/12756 E. , 2016/5743 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.05.2016 Salı günü davacı ve davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın sürücüsünün çarpması sonucu müvekkili ..."ın yaralanarak daimi maluliyete uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini 150.000 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 150.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı ... şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik zararına ilişkindir. Davalı orta refüjle bölünmüş, iki şeritli meskun mahalde aracıyla seyir halinde iken, davacı küçük koşarak karşıdan karşıya geçmek istemiş ve kaldırıma 3 metre mesafede yol içinde davalı davacıya çarpmıştır. Olayın anlatılan oluş şekli ve davalı yalnızca 3 metre fren izi bıraktıktan sonra çarpışmanın olmuş olması nazara alındığında, hükme esas alınan ve taraflara eşit kusur veren 29.10.2010 tarihli bilirkişi raporu oluşa uygun değildir. O halde; tarafların kusur oranları ile ilgili olarak İTÜ ya da KGM heyetinden maddi vakıaya uygun, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.05.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.