Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4642
Karar No: 2013/8698
Karar Tarihi: 29.05.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/4642 Esas 2013/8698 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteği üzerine yapılan bir davaydı. Davacı, miras bırakanın yapmış olduğu temlik işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkeme, iptal ve tescil isteğini kabul etti ancak temyiz edildi. Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir çünkü yapılan temlikin muvazaalı olduğunu kanıtlayacak yeterli delil bulunmamaktadır. Miras bırakanın gerçek irade ve amacının belirlenmesi zordur, bu nedenle delillerin eksiksiz ve doğru şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. TMK'nın 6.maddesi gereği herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı K. Y.'ün temyiz itirazları yerinde bulunmuştur. 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nın 428.maddesi gereğince hüküm bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 (TBK 237) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2013/4642 E.  ,  2013/8698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/10/2012
    NUMARASI : 2010/182-2012/529

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne lişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalı K. Y. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece, iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı K. Y.tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların miras bırakanı K. Y."ün ilk eşinin 1997 yılında öldüğü ve davacı Z. ile 2002 yılında evlendiği, dava konusu 1875 ada 8 parsel sayılı taşınmazını yetkili vekili aracılığıyla 26.9.2003 tarihli akitle 1/2"şer paylarla ilk eşinden olma oğlu K.ile diğer oğlu M..in eşi H.."ye satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
    Davacı, anılan bu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği gibi; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 (TBK 237) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Bilindiği üzere; TMK"nın 6.maddesine göre herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    Somut olayda; davacı bildirdiği deliller ve tanık beyanları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde temlikin mal kaçırma amaçlı, muvazaalı olduğunu kanıtlamış değildir. Eldeki davanın kabulü halinde mirasçı sıfatı ile hak sahibi olacak olan tanık G.."ın; "... annemiz öldükten sonra biz miras hakkımızdan feragat ettik ve dava konusu evi kardeşimiz K.. ve H.."ye verdik..." yönündeki beyanı ile de yapılan temlikin muvazaalı olmadığı açıktır. Her ne kadar, bedeller arasında fahiş fark var ise de, bu husus tek başına muvazaanın kanıtı değildir.
    Hal böyle olunca, davalı K.. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı K. Y."ün, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi