Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/962 Esas 2016/5727 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :......Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigorta ettirilen...... plaka sayılı aracın 12/04/2012 tarihinde, davalıların maliki ve zorunlu trafik sigorta şirketi olduğu .... plaka sayılı kamyonetin ayçiçek yağı yüklü iken yanması sonucunda yola dökülen yağ birikintisi sebebiyle kaza yaparak pert olduğunu, müvekkilince sigortalısına 33.000 TL tam hasar tazminatı ödendiğini beyanla sovtaj bedeli olan 8.766,00 TL düşüldükten sonra kalan 24.234,00 TL nin davalılardan 19/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...vekili, kazanın meydana gelmesinde davacıya sigortalı olan aracın sürücüsünün kusurlu olduğunu, talep edilen hasar tutarının fahiş olduğunu, olay yerinde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından çalışma yapılarak yola toprak atıldığının kaza tutanağında yer aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, davalının olayda kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine,karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda davalıya ait olup diğer davalının zorunlu trafik sigorta şirketi olduğu aracın 12.04.2012 tarihinde yolda yanması ve araçta taşınan yağın yola dökülmesi nedeni ile davacıya sigortalı olan araç kaza yaparak pert hale gelmiştir.
Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınmış, raporda kaza nedeni ile davalılara kusur yüklenemeyeceği ve yola yağ dökülmesi anından kaza saatine kadar geçen sürede yolu temizlemediğinden ötürü Karayolları Genel Müdürlüğünün kusurlu olduğu belirtilmiş ise de davalıya ait aracın yükünün yağ olmasına, aracın yanması sonucunda yola yağ döküldüğü ve kazanın bu sebeple meydana gelmiş olduğu gözetildiğinde oluşan kaza ile davalıya ait aracın yanması ve taşıdığı yağın yaygın şekilde yola akması arasında illiyet bağı bulunduğu açık olup, yolu trafik açısından güvenli şekilde bulundurmakla yükümlü bulunan Karayolları Genel Müdürlüğünün olayda kusuru bulunduğu kabul edilse dahi olayda davalıların tamamen kusursuz olduğu kabul edilemez.
Bu durumda mahkemece kusur ve hasar konusunda uzman ATK. İhtisas Dairesi bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak, tarafların kusur durumlarının ve hasar miktarının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASI 10/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.