Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2424
Karar No: 2012/9224
Karar Tarihi: 15.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2424 Esas 2012/9224 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/2424 E.  ,  2012/9224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... mirasçıları Vecihe Eren ve müşterekleri ile Hazine, ... ve dahili davalı ... Müdürlüğü aralarındaki tescil davasının kabulüne dair İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.11.2011 gün ve 223/381 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı 4314,12 m2 yüzölçümündeki taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davalı ... Müdürlüğü vekili davacı lehine kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Davalı ... Belediyesine dava dilekçesi yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmiş olmasına rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 4314,12 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine ve DSİ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davanın, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle kabulüne ilişkin önceki hükmün davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairenin 30.03.2006 tarih, 1525 Esas ve 2072 Karar sayılı ilamıyla özet olarak “… taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, imar ve ihyanın nasıl ve ne şekilde yapıldığı ile başlanıp bitirildiği tarihler, taşınmazın derenin etki alanında bulunup bulunmadığının ve imar planı içerisine alındığı tarihten dava tarihine kadar kazanma süresinin geçip geçmediğinin açıklığa kavuşturulması, toplanan tüm delillerin değerlendirilmek suretiyle davacı yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi…” gereğine işaretle bozulmuştu. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda davacı yararına kazanma koşulları oluştuğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dava, kadastroca tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazısında, tescil konusu taşınmazın 1926 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında "dere yatağı" niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı bildirilmiştir. Bu nitelikle tespit dışı bırakılan bir yer kural olarak; TMK.nun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddelerinde düzenlenen Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden sayılır. Böyle bir yerin zamanaşımı yoluyla kazanılması ve özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline karar verilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesindeki koşullar altında imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmiş olması ve bu olgunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar kazanma koşullarının geçmiş olması ve bundan ayrı taşınmazın nitelik itibariyle kazanmaya elverişli olması gerekir. Dava konusu taşınmaz Zilli Deresi yatağı üzerinde yer almaktadır. Böyle bir yerin kazanılabilmesi için derenin aktif yatağı ve etki alanında kalmaması, nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden bulunması gerekir. Mahkemece yapılan 15.03.2004 tarihli keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, davacının 1982 yılında dava konusu taşınmaza kamyonlarla toprak taşımak suretiyle tarım arazisi haline getirdiğini bildirmişler, aynı keşifte Jeolog uzman bilirkişi Uğur Bedir tarafından düzenlenen 01.06.2004 havale tarihli raporda, “dava konusu taşınmazın Zilli Deresi taşkın düzlüğü kenarında olduğu, derenin taşıdığı çakıl, kaya ve bloklarının temizlenerek üzerlerinin ıslah edildiği, dışarıdan tarım toprağı taşınarak bugünkü formuna kavuşturulduğu, halen taşınmazın içinde yaşları 3-5 arası değişen ağaçlar ile maydonos sebzesinin ekili bulunduğu” açıklanmıştır. Bozmadan sonra yapılan keşifte alınan 29.04.2008 tarihli Jeolog bilirkişi raporunda da benzer açıklamalar yer almış, taşınmazın taşkına maruz arazi içinde kaldığı bir kez daha ifade edilmiştir. Ayrıca, teknik bilirkişinin ölçekli kroki ve raporunda dava konusu taşınmazın Zilli Deresine bitişik konumda olduğu görülmektedir. Her ne kadar Kadastro Müdürlüğünden alınan yazı cevabında taşınmazın dere yatağı olarak tespit dışı bırakıldığı bildirilmiş ise de, somut ve bilimsel verilere dayalı olarak uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda, dava konusu taşınmazın öncesinde, derenin yatak değiştirmesi ile meydana gelen çakıl ve kaya bloklarından oluşan bir yer olduğu kamyonlarla üzerine toprak taşınması suretiyle tarım arazisi haline getirildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay"ın içtihatlarına göre böyle bir yerin imar ve ihya yoluyla kazanılması mümkün olmadığı gibi güçlendirmek amacıyla getirilen toprak dışında, yoğun bir toprak taşınarak kaya bloklarının üzerinin doldurulması ve tarım arazisi haline dönüştürülmesi de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi kapsamında imar ve ihya sayılmamaktadır. İhyadan amaç; yoğun emek harcayarak ve para sarfederek işlenmemiş toprakların tarım arazisi haline getirilmesidir. İhya olmaksızın veya ihyayı gerektirmeyen taşınmaza toprak taşımak suretiyle yapılan güçlendirme, yani çalışma iyileştirme niteliğinde sayılır. Dava konusu taşınmazın açıklanan ve belirlenen niteliği karşısında böyle bir yerin kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki tescili istenen taşınmaz yağmur, sel, kar ve benzeri suları taşıyan bu haliyle doğal afetleri önleme görevi bulunan Zilli Deresinin taşkın ve etki alanı altında bulunan böyle bir yerin zilyetlik imar ve ihya ile de edinilmesi olanaklı değildir. Bundan ayrı Kanunun aradığı biçimde imar-ihyanın varlığı kabul edilmiş olsa bile, taşınmazın bulunduğu alanda imar çalışmaları 1992 yılında kesinleşmiş olmakla imar ve ihya edilmek suretiyle tasarrufa başlanıldığı (1982) tarihten taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar iktisabı sağlayan süre de geçmemiştir. Tüm bu belirlemeler karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, maddi olay ve kanıtlar yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Davalı Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi