3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/8047 Karar No: 2017/18389 Karar Tarihi: 28.12.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8047 Esas 2017/18389 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/8047 E. , 2017/18389 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kiracının ihtara rağmen kira bedellerini ödemediğini, temerrüde düştüğünü ileri sürerek, davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı, taşınmazı dava tarihinden sonra tahliye ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne yönelik verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 13.04.2015 tarih ve 2015/3149 E. 2015/3632 K. Sayılı ilamı ile; " Kiralanan taşınmazın yargılama aşamasında tahliye edildiği tarafların kabulünde olup dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken gerekçe ile de çelişkili olacak şekilde davanın kabulü ile davalının davaya konu mecurdan temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.Öte yandan 6100 Sayılı HMK"nın 331. maddesi gereğince davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.Mahkeme nitelemesine ve davacı vekilinin kabulüne göre dava temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca gönderilen ihtarname ile verilen süre içerisinde kira parasının ödenmesi halinde temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilemez. Yukarıda izah edildiği üzere ihtarnameye konu kira paraları verilen süre içerisinde kiracı tarafından ödenmiş olup davacının temerrüt nedeniyle tahliye davası açmakta haklı olduğunun kabulü mümkün değildir.Bu nedenle davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği düşünülerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerine mahkum edilmesine de karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece; bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının, davanın konusuz kaldığına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde davanın konusuz kaldığına yönelik karar verilmesi gerekirken, davanın reddine şeklinde karar verilmesi doğru değildir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasındaki " Davanın REDDİNE " ibaresinin çıkarılarak yerine "dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına " yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.