10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9806 Karar No: 2016/11541 Karar Tarihi: 22.09.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/9806 Esas 2016/11541 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/9806 E. , 2016/11541 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu ilamında belirtildiği şekilde, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, tefhim olunan kısa kararda ""Davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile, Davacının ....... sicil sayılı işyerinde 05/05/2012-10/07/2012 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine, Davalı ... aleyhine açılan davanın reddine,"" şeklinde hüküm kurulmuş iken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “Davanın reddine, Davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile, Davacının ..... sicil sayılı işyerinde 05/05/2012-10/07/2012 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine, Davalı ... aleyhine açılan davanın reddine,” karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Hukuk Muhkameleri Kanunu"nun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Hâkimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa son oturumda tefhim edilen kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu yukarıda belirtildiği gibi zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günlü ve .............Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, sair temyiz nedenleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 22.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.