10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10228 Karar No: 2016/11540 Karar Tarihi: 22.09.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/10228 Esas 2016/11540 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/10228 E. , 2016/11540 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01.07.1992 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde istemin kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, davaya konu çalışmanın hak düşürücü süre kapsamında kalıp kalmadığı konusunda bir değerlendirme ve araştırma yapılmamıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 79/10 ve 108. maddeleri olup anılan maddenin 10"ncu fıkrası hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen veya Kurumca tespit edilemeyen çalışmaların, sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi amacıyla açılacak davaların, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılması gerekir. 506 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte beş yıl olan hak düşürücü süre 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunla on yıla çıkarılmış, ancak 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunla tekrar beş yıla indirilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca müfettiş incelemesi veya başka bir neden ile tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Eldeki dava da, davacı adına Kuruma intikal etmiş bir işe giriş bildirgesinin mevcut olmadığı nazara alınarak, fiili çalışma olgusunu gösteren, Kurum tarafından düzenlenmiş müfettiş raporu yada Kuruma intikal eden prim ödemesi olup olmadığı araştırılmalı, tüm deliller toplandıktan sonra mahkemece, hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespitine yönelik, yöntemince irdeleme ve inceleme yapılmalıdır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.