17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1526 Karar No: 2016/5667 Karar Tarihi: 09.05.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1526 Esas 2016/5667 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/1526 E. , 2016/5667 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araç seyir halindeyken orta refüje çarptığını, orta refüj başının bulunmadığını, uyarı levhası olmadığını, kazanın meydana geldiği yolun sorumluluğunun davalıya ait olduğunu beyanla sigortalısına ödenen 2.936,92 TL hasar tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, kazanın olduğu yolun ana arter mi yoksa ara arter mi olduğunun araştırılması gerektiğini, ana arter olması halinde davanın... Belediye Başkanlığı aleyhine açılması gerektiğini, kazada davacıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davasının kısmen kabulü ile, 2.900,00 TL" nin dava gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkiline kasko sigortalı aracın seyir halindeyken orta refüje çarptığını, orta refüj başının bulunmadığını, uyarı levhası olmadığını beyanla araçta meydana gelen hasardan davalı belediyeyi sorumlu tutarak, davalı belediyeye karşı tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı davasını belediyenin hizmet kusuruna dayandırarak açmıştır. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediye kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunu’nun 2’nci maddesi hükmü uyarınca idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.