10. Hukuk Dairesi 2016/10654 E. , 2016/11526 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Asıl dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya ödenen ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların faizi ile birlikte tahsili birleşen dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamda belirtildiği şekilde asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 12.....2008 tarihinde kesinleşen davacı ..."na yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, Kurum denetim raporu celp edildiği, elektrik ve su aboneliklerinin kime ait olduğunun araştırıldığı, adres kayıtlarının getirilip, davacı tanıkları ve ihbar eden ....."nun dinlenildiği, muhtarların beyanın alındığı, hastane kayıtlarının celp edildiği, emniyet araştırmasının yapıldığı, ihbarcının davacı ile husumetinin olduğu, eski eşin arama sırasında davacının evinde bulunmasına dayalı olarak yapılan aylık kesme işleminin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece, bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz
etmektedir. Bu bakımdan davacı ve eski eşe ait adreslerde uyuşmazlık konusu dönemi kapsar şekilde aynı apartmanda bulunan kapıcı, yönetici ve komşuların kolluk marifetiyle resen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arası çelişki olursa giderilmeli, beyanına başvurulan ihbarcı ....."nun davacının üvey annesi olduğu ve 13.....2010 tarihinde gece 23:30 "da yapılan arama sırasında davacının boşandığı eşinin eve geldiğinin tespit edildiği dikkate alınarak, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır.
Ayrıca birleşen davada, talep edilen yersiz ödendiği ileri sürülen sağlık giderleri yönünden, davalının 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi ilgili bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılıp sayılmayacağı da araştırılarak, aynı kanunun geçici 45. madde düzenlemesi ile birlikte değerlendirilerek, elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı/birleşen dava davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.