4. Hukuk Dairesi 2019/2594 E. , 2020/1453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menkullerin iadesi davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 24/06/2019 gün ve2017/211-2019/3494 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, eşyaların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davalının temyizi üzerine karar Dairemizin 24/06/2019 gün, 2017/211 esas ve 2019/3494 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, davacı vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Davacı vekili, müvekkili Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı ... ... ... Köyü ... Camisinde bulunan bir kısım eşyaya jandarma tarafından el konulduğunu, bu eşyaların ... Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2012 tarihli ve 2011/12 esas, 2012/174 karar sayılı kararıyla 2863 sayılı Kanun’un 75. maddesine istinaden Müze Müdürlüğüne teslimine karar verildiğini, ceza mahkemesinin eşyaların mülkiyetini tespit yetkisi olmadığını, verilen kararın sadece tedbir mahiyetinde olduğunu, Müze Müdürlüğüne eşyaların iadesine yönelik başvuru yapıldığını, ancak 20/12/2014 tarihli cevapla ceza mahkemesince verilen karar uyarınca teslimine karar verilmesi nedeniyle objelerin iade edilebilmesi için yeniden mahkeme kararı gerektiği gerekçesiyle başvurunun reddedildiğini belirterek, menkullerin mülkiyetinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ceza mahkemesinin davaya konu taşınır malların mülkiyetini tespit yetkisi bulunmadığı, alınan bilirkişi raporuna göre eşyaların davacıya ait olduğu, eserlerin nerede korunacağına davacının karar verebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının temyizi üzerine karar Dairemizin 24/06/2019 gün, 2017/211 esas ve 2019/3494 karar sayılı ilamı ile; “Davaya konu taşınır malların; kesinleşmiş bir ceza kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"nun 75. maddesi doğrultusunda müzeye teslimi yönünde karar verildiği açıktır. Adı geçen kanun hükümleri ve kesinleşmiş bir yargı kararının bulunduğu göz önüne alınarak davanın reddi gerekirken, hatalı gerekçeyle kabulüne kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı” gerekçesi ile bozulmuştur.
Davacının karar düzeltme isteği üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Somut olayda; mülkiyeti davacıya ait camide bulunan ve ... Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2010 tarihli kararıyla onanmış ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/671 sayılı soruşturma numaralı 03/12/2010 tarihli kararıyla el koyulan ve Müze
Müdürlüğüne 06/12/2010 tarihinde teslim edilen eşyaların alınan bilirkişi raporu uyarınca etnoğrafik nitelikte eserler olduğunun anlaşıldığı, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/12 esas sayılı dosyasında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen kültür varlığı ticareti suçundan yapılan yargılamada bir sanık hakkında suç işlemediği sabit olduğundan beraatine, diğer iki sanık hakkında ise suç işleme kararının hazırlık hareketi boyutunda kalması nedeniyle beraatlerine, eşyaların 2863 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca ... Müze Müdürlüğüne teslimine 06/11/2012 tarihinde karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 31/03/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle 2863 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca ceza yargılamasında verilen “müzeye verilme” kararının hukuki niteliğinin ortaya konulması gerekmektedir.
2863 sayılı Kanun’un 75. maddesinin birinci fıkrasına göre, bu Kanun kapsamında kalan suçlar nedeniyle el konulan taşınır kültür ve tabiat varlıkları müzeye teslim edilir. Danıştay içtihatlarında ceza yargılamasında verilen “müzeye verilme veya teslim edilme” kararlarının iki ayrı boyutunun olduğu kabul edilmektedir. Buna göre “suça konu olması nedeniyle el konulan” eşyanın ceza mahkemesince korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliği taşıdığından dolayı müzeye teslimine karar verilmesi halinde, idari yoldan söz konusu eşyalar hakkında değerlendirme yapılmasına olanak bulunmadığı kabul edilmiştir (Danıştay 6. Dairesinin 03/11/2008 tarihli ve 2007/6892 esas, 2008/7327 karar sayılı kararı). Diğer bir deyişle yargı kararı uyarınca suça konu olduğu tespit edilen korunması gerekli kültür varlıkları hakkında 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre “müzeye alınma işlemi” çerçevesinde idari yoldan ayrıca bir değerlendirme ve uygulama yapılması mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan ceza mahkemesince “suça konu olduğu tespit edilmeyen eşyaların” müzeye teslimine karar verilmesi durumunda 2863 sayılı Kanun’un 23. ve 25. maddeleri ile Korunması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzeye Alınmaları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere idari yoldan “müzeye alınma” işlemi çerçevesinde uygulama yapılması gerekmektedir (Danıştay 14. Dairesinin 25/04/2013 tarihli ve 2011/13958 esas, 2013/3192 karar sayılı kararı). Böyle bir durumda ise 2863 sayılı Kanun’un 23. ve devamı maddeleri ile anılan Yönetmelik hükümlerine göre müze idarelerine getirilen varlıkların kültür varlığı olup olmadıklarının tespitinin yapılarak kültür ve tabiat varlığı olduğuna karar verilenlerin müzeye alınarak tescillerinin yapılması; kültür varlığı olmayan eserlerin ise ilgililere iadesine karar verilmesi ve kararın ilgililerine bildirilmesi gerekmektedir. (Anayasa Mahkemesinin 15/02/2017 tarihli ve B. No: 2014/13966 sayılı kararı)
Somut uyuşmazlığa gelince, ceza dosyası kapsamından davacı kuruma ait camide bulunan eşyaların şüphelilerce satılmaya çalışıldığı ihbarı üzerine başlatılan soruşturmada ... Cumhuriyet Başsavcılığının 03/12/2010 tarihli kararıyla tedbiren ve koruma amaçlı olarak eşyalara el konulduğu ve Müze Müdürlüğüne teslim edildiği, eşyaların suça konu olmadığı, açılan ceza davasında da sanıkların suç işleme kararlarının hazırlık hareketi boyutunda kaldığı, teşebbüs aşamasına dahi gelmediği görülmektedir. Dolayısıyla, ceza mahkemesinin müzeye teslim kararının da yukarıda açıklanan Kanundaki prosedürün işletilmesini sağlamaya yönelik olduğu açıktır. Bu kapsamda davalı İdarece bu eserlerin Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca değerlendirilmesi yapılarak öngörülen sürecin işletilmesi gerekmektedir.
Şu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle, Dairemizin 2863 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca kesinleşmiş bir yargı kararı bulunduğundan bahisle verdiği bozma kararı yerinde olmamıştır.
Öte yandan davacı, kendisine ait eşyaların iadesi istemiyle davalıya başvurduğunu, ancak başvurusunun reddedildiğini belirterek eldeki davada eşyaların kendisine verilmesine karar verilmesini istemiştir. 2863 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca yukarıda açıklanan prosedürün işletilmesi ve öngörülen sürecin sonunda karar verilmesi İdarenin yetkisinde olup, buna ilişkin istemlerin de idari makamlar tarafından değerlendirilmesi ve işlemlere karşı idari yargı yoluna başvurulması gerekir. Somut olayda davacı, idari kurumlara sunulduğunda idareyi belli doğrultuda zorlayıcı ve bağlayıcı işlem yapmaya yöneltecek bir karar verilmesini istediğine göre, istemin niteliği gereği uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu sonucuna varılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde de yargı yolu dava şartları arasında sayılmış olup, görev sorunu kamu düzenine ilişkindir. Açıkça veya hiç ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınır.
Şu halde mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, kararın bu gerekçe ile bozulması gerekmiştir. Açıklanan bu yön gözetilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, davacının karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin 24/06/2019 tarihli ve 2017/211 esas ve 2019/3494 karar sayılı bozma ilamı kaldırılmalı ve mahkeme kararı yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerden bozulmalıdır.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442. maddeleri gereği yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin KABULÜNE, Dairemizin 24/06/2019 tarihli ve 2017/211 esas ve 2019/3494 karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, mahkeme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerle BOZULMASINA 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.