14. Hukuk Dairesi 2014/1232 E. , 2014/4778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/279-2013/291
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı hazine vekili, davanın süresinde açılmadığını, kesin hüküm bulunduğunu, sözleşmenin geçersiz olduğunu, bakım borçlusunun payının hazineye intikal ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin 22/05/1992 tarihinde düzenlendiği, bakım borçlusunun 05/01/1993 tarihinde vefat ettiği, sözleşmenin ifa edilebilir hale gelmesinden itibaren 20 yıldan fazla bir süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 512. ve TMK"nın 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı kararı)
Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.
Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı ile A.. K..n arasında düzenlenen Kumluca Noterliği"nin 22/05/1992 tarihli ve 7236 no"lu ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile A..K..n ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığında 1083 parsel sayılı taşınmazdaki miras payının tamamını davacıya devretmeyi vaat etmiştir. Bakım alacaklısı A.. K... 05.01.1993 tarihinde ölmüştür. Ölünceye kadar bakım sözleşmesi nedeniyle adı geçen parseldeki payın davacı adına tesciline ilişkin Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1993/10 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın 1991/116 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yapılan yargılaması sonucu 14.02.2008 günlü ve 2008/97 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın elbirliği halinde olması nedeniyle ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 02.06.2010 günlü ve 2009/314 Esas, 2010/272 sayılı Kararı ile 1083 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete çevrilmiş, 16.02.2011 tarihinde tapuda infaz edilmiştir. Bakım alacaklısının ölünceye kadar bakma akti ile davacıya devretmeyi taahhüt ettiği pay, elbirliği mülkiyetine konu olduğundan ifa olanağı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülerek tapuda infaz edildiği 16.02.2011 tarihinden itibaren başlayacağından zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken zamanaşımının bakım alacaklısının öldüğü tarihten başlatılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.