14. Hukuk Dairesi 2014/474 E. , 2014/4775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2012/519-2013/296
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın Midyat Belediyesi yönünden dava şartı yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 02.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, davalılar S.. A.. ve M.. S.."nun maliki oldukları .. ada.. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binaların M.. B..nın 2012/158 sayı ve 10/07/2012 tarihli encümen kararı ile yıkmaları sırasında maliki olduğu 3.. ada .. ve ...parsel sayılı dükkan vasfındaki taşınmazların kullanılamaz hale geldiğini, yeniden yapılması gerektiğini ileri sürerek yeniden yapılma gideri olarak 41.956 TL, yıkım ve kazı gideri olarak 10.000 TL, ruhsat ve harç bedeli olarak 10.000 TL, sigorta primi olarak 6.000 TL ve mahrum kalınan kira geliri olarak 13.500 ABD doları karşılığı 24.600 TL olmak üzere toplam 92.556,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlardan kira geliri alındığının kanıtlanamadığı, bilirkişi raporuna göre davacının taşınmazlarına verilen zarar miktarının belirlendiği gerekçesiyle davalılar S.. A.. ve M.. S.."na karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 10.186,12 TL "nin tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, Midyat Belediyesi Encümeninin 10/07/2012 tarih ve 2012/158 sayılı kararının idari bir işlem olup bu karara karşı açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden M.. B..na karşı açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin mahrum kalınan kira bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir.
TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın h.. sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya gelince; davalı gerçek kişilerin, davalı Belediye"den aldıkları izin uyarınca taşınmazlarının temel hafriyat kazısı sırasında davacının taşınmazlarına zarar verdiği, zarar bedelinin yerinde yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi raporu ile belirlendiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, davacı tarafından taşınmazlarının kiraya verilmek suretiyle kullanıldığının ve mahrum kalınan kira bedelinin talep edilmesine karşın, ibraz edilen kira sözleşmesindeki kira süresinin dava konusu taşınmazlara zarar verdiği iddia edilen taşınmazın yıkım tarihinden önceki tarihe ait olduğu, bu nedenle yıkılan taşınmazlardan kira geliri aldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermesi veya onu zarara maruz bırakması halinde, bu zararın giderilmesi gerekmekte olup dava konusu taşınmazları kiraya vermek suretiyle kullandığını ileri süren davacının mahrum kalınan kira bedeli de zarar kapsamındadır.
Bu durumda mahkemece, yıkım tarihinden zararın giderilip yeniden kiraya verilebileceği sürenin tespiti ile bu sürede taşınmazların getirebileceği kira gelirinin de hesaplattırılarak oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile mahrum kalınan kira geliri nedeniyle talep edilen tazminatın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.