Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13049
Karar No: 2017/18337
Karar Tarihi: 28.12.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13049 Esas 2017/18337 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/13049 E.  ,  2017/18337 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı abonenin müvekkili şirket tarafından yapılan 4.771,20 TL borcun tahsiline ilişkin takibe, borcun 190 TL"lik kısmı hariç tutularak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; kebapçı dükkanı olarak işlettiği işyerini 2003 yılında terk ettiğini, takibe konu elektrik borcunun kendisine ait olmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2010/6655 esas sayılı dosyasında takibe konu alacak miktarının itiraz edilen 4.771,20 TL"lik kısım yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen kararın davalı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 10.03.2014 tarihli ve 2014/2519 E., 2014/3649 K.sayılı ilamı ile; "Somut olayda; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi serbest muhasebeci mali müşavir olduğundan uyuşmazlığın doğru olarak tesbiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip değildir. Bu durumda mahkemece; elektrik mühendisi bilirkişiden uyuşmazlık hakkında rapor aldırılması ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekir iken, uzman olmayan bilirkişi tarafından hazırlanan raporun esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2010/6655 esas sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın 446,28-TL lik kısmının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, dair verilen kararın davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 18.11.2015 tarihli ve 2015/9454 E., 2015/18284 K.sayılı ilamı ile; "..Somut olayda; davalının, 41655 numaralı ticarethane abonesi olduğu, 2006/4.dönem ila 2010/10. dönem normal tüketim ve kaçak tüketimden kaynaklı toplam 4.309,72TL tahakkuk eden borcu bulunduğu, davalı işyerinde, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan 02.07.2003 tarihli yoklama tutanağında, davalının 11.05.2003 tarihinde işyerini başka bir adrese taşıdığının tespit edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının taşınmazı 11.05.2003 tarihinde terk ettiği kabul edilerek, bu tarih sonrasındaki tüketim bedellerinden sadece 2006/4. ve 2006/5. dönem tüketim bedellerinden davalının sorumlu olduğunun bildirildiği kabul edilerek, hüküm kurulmuşsa da, taşınmazın terk
    tarihinden sonra aboneliği iptal ettirmeyen davalı, yukarıdaki anılan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, taşınma tarihinden sonraki tüketimlerden de sorumludur. Öte yandan, davacının uzun sayılabilecek bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir. Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tarifeleri ile tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bilirkişilerin de aralarında bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2010/6655 esas sayılı dosyasında takibe konu alacak miktarının itiraz edilen asıl alacağın 4.309,72 TL"lik kısmı yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, 530,67 TL gecikme faizi yönünden itirazın iptaline, alacak miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1) Dava, elektrik tüketim bedelinin tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
    Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozmaya gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
    Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
    Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
    Somut olayda; mahkemece uyma kararı verilen Dairemizin 18.11.2015 tarihli ve 2015/9454 E., 2015/18284 K. sayılı ilamı ile; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği, diğer bir anlatımla gecikme zammından yasal faizin altına düşmeyecek şekilde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
    Ne var ki mahkemece; bozma ilamına uyulma kararı verilmiş ise de, davalı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı olarak gecikme zammı ve müterafik kusur indirimi yönünden bozma ilamına uygun hesap ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu şekilde; Dairemizin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    O halde mahkemece; davacının uzun sayılabilecek bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir. Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tarifeleri ile tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bilirkişilerin de aralarında bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı (gecikme zammından yasal faizin altına düşmeyecek şekilde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği) nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime açık olmayan bilirkişi raporu benimsenerek ve Dairemizin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2) 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinin 1. fıkrası “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
    Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez.
    Somut olay incelendiğinde, davacı 4.309,72 Tlasıl alacak, 651,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.961,20 TL üzerinden takip başlatmış, davalı borçlunun borcun 190,00 TL"lik kısmını kabulü üzerine, iş bu itirazın iptali davasını 4.771, 20 TL üzerinden harçlandırarak açmıştır.
    Buna karşın mahkemece taleple bağlılık kuralına aykırı biçimde, 4.309,72 TL"lik kısmı yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, 530,67 TL gecikme faizi yönünden itirazın iptaline şeklinde dava dilekçesinde gösterilen alacağı aşar şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi