22. Hukuk Dairesi 2016/14466 E. , 2016/20062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret kesintisi, yıllık izin, fazla çalışma ile yemek ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ücretleri ile yemek ücretinin azaltılmasından kaynaklı ücret alacağının ve aylık ücretinden yapılan haksız kesintilerden kaynaklı aylık ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde satış temsilcisi olarak çalışan davacıya, temel ücretin yanı sıra değişen tutarlarda satış primi ödemelerinin yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıya yapılan prim ödemelerinin, fazla çalışma ücretini karşıladığı gerekçesiyle, fazla çalışma ücreti alacağı talebi reddedilmiştir. Ne var ki, prim ve fazla çalışma birbirinden farklı kavramlardır. Fazla çalışma yapılsın veya yapılmasın, işyeri uygulaması gereği şartlar oluştuğunda prim ödemesine hak kazanıldığı nazara alındığında, prim ödemesinin fazla çalışma ücreti yerine geçtiğinin kabulü isabetli değildir. Yazılı gerekçeyle fazla çalışma ücreti talebinin reddi hatalı olmuştur.
3-Dava dilekçesinde, yemek ücretinin 2009 yılının ikinci yarısından itibaren, işçinin onayı alınmadan yüzde elli oranında azaltıldığı ileri sürülmüştür. Yemek ücreti, işçinin imzasını taşıyan, 29.12.2008 tarihli “2009 yılı satış temsilcisi karşılıklı taahhüdü” başlıklı sözleşmede brüt 205,00 TL tutarında; 19.12.2009 tarihli “2010 yılı satış temsilcisi karşılıklı taahhüdü” başlıklı sözleşmede brüt 102,00 TL; 30.12.2010 tarihli “2011 yılı satış temsilcisi karşılıklı taahhüdü” başlıklı sözleşmede ise brüt 250,00 TL tutarında belirlenmiştir. Tarafların karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük olmak koşuluyla yemek ücretinde indirim yapmasının mümkün olduğu nazara alındığında, 29.12.2008 tarihli sözleşmede belirlenen yemek ücretinin, 19.12.2009 tarihli sözleşmeyle düşürülmesi geçerlidir. Bu halde, talebe konu süre bakımından, sözleşmelerde düzenlenen yemek ücreti miktarları ve işçiye ödenen miktarlar karşılaştırılarak, davacının fark yemek ücreti alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken, bu yönün nazara alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
4-Davacının bir diğer talebi, aylık ücretinden yapılan kesintilere yöneliktir. Dava dilekçesinde, işverence müşteriden tahsil edilememiş mal bedellerinin satış temsilcisinin aylık ücretinden kesildiği iddia edilmektedir. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 12. maddesinde, “75 günü geçmiş ve müşteriden tahsil edilmemiş alacaklar personelin maaşından kesilecektir” hükmü bulunmaktadır. Ancak, işçinin kusurundan doğan somut bir zararın gerçekleştiği ispatlanmadığı sürece ücretinden kesinti yapılması mümkün olmadığından, iş sözleşmesinin 12. maddesi hükmüne hukuken geçerlilik tanınamaz. Bu halde, belirtilen yön nazara alınarak, dosyaya sunulmuş ücret bordroları ve makbuzlardaki kesintiler ile kesintilerin dayanakları değerlendirilerek sonuca gidilmesi gereklidir. Aksi yönde kabulle hüküm tesis edilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.