Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3663 Esas 2020/5464 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3663
Karar No: 2020/5464
Karar Tarihi: 12.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3663 Esas 2020/5464 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı şirketin çalışanı bir trafik kazası sonrası davalı şirketin işlettiği hastaneye götürülerek tedavi edilmiştir. Hastane tarafından fatura edilen 8.000 TL'lik acil sağlık hizmet bedeli davalı şirket tarafından ödenmek zorunda kalınmış ve daha sonra tahsil edilmek üzere davacı şirketten talep edilmiştir. Davacı şirket ise ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte bu tutarın geri ödenmesini talep etmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ve davalının bu bedeli davacıya ödemesine karar vermiştir. Ancak, davalı şirket tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi kararında, ek hesap raporuna karşı davalı vekilinin iki haftalık beyan süresinin dolması beklenmeden ve usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 280. ve 281/1. maddeleri
17. Hukuk Dairesi         2019/3663 E.  ,  2020/5464 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili şirketin çalışanı ... şirketlerine ait araçla seyir halindeyken dava dışı ... isimli şahsa çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza geçirenin davacı şirket çalışanı tarafından olay yerine yakın ve davalı şirket tarafından işletilen ... Hastanesi"nin acil servisine götürüldüğünü, davalı tarafın acil serviste verilen tedavi hizmet bedelini 8.000,00 TL tutarlı fatura ile müvekkili şirketten talep ettiğini, bu tutarı davalı şirkete ihtirazi kayıt düşerek ödemek zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin tahsil ettiği ve geri ödemediği acil sağlık hizmet bedeli olan 8.000,00 TL"nin, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, olayda yaralanan ... isimli şahsın medula sistemi üzerinden yapılan müstahaklık sorgulaması sonucunda 60/C3 tescil kapsamında, yani yeşil kartlı olduğunu, herhangi bir resmi sağlık hizmeti sunucularına müracaat etmeden müvekkili hastaneye başvurulması, müvekkili hastanenin özel sağlık kuruluşu olması ve herhangi bir resmi makamdan hastaneye sevkinin olmaması, 112 komuta kontrol merkezi aracılığıyla hastanın naklinin gerçekleştirilmesi gerekirken davacı şirket çalışanları tarafından müvekkili hastanenin acil servisine getirildiği göz önüne alındığında davacının iddia ettiği gibi güncel yasal mevzuat açısından dava konusu ücretin ödenmesinin hukuki bir zemini olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, dair karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin tavzih talebi üzerine mahkemece 26.10.2015 tarihli tavzih kararıyla hüküm kısmının 1. maddesi olan "Davacının davasının kabulüne" ibaresinden sonra gelmek suretiyle, "8.000,00 TL alacağın, 6.000,00 TL"si için ödeme tarihi olan 16/04/2014 tarihinden itibaren ve 2.000,00 TL"si için ödeme tarihi olan 17/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine şeklinde düzeltilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 Sayılı HMK."nun 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
    Somut olayda; Mahkemece 24.08.2015 tarihli ek hesap raporu davalı vekiline 10.09.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, rapora karşı kanunda belirtilen itiraz süresinin dolmasının beklenmediği, 17.09.2015 tarihli karar celsesinde duruşmada hazır bulunmayan davalı tarafa sözlü yargılamaya geçileceğine dair ihtaratı içeren tebligat gönderilmediği, davalının yokluğunda yapılan duruşmada karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, dosyada aldırılan ek hesap raporuna karşı davalı vekilinin iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ve 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan davalının savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.