Davacı ...Ş. ile davalı ... ... arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; . Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.03.2015 gün ve 2014/526 Esas ve 2015/64 Karar sayılı hükmün Dairenin 23.12.2015 gün ve 2015/17506 Esas ve 2015/14851 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Mahkemece yargılama neticesinde verilen 20.03.2015 tarihli kararda, uyuşmazlık hakkında idari yargının görevli olduğu, bu nedenle alacağın icra takibine konu olamayacağı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Dairemizce kararın onanmasına karar verilmiş olup davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16. maddesinde ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacakları hüküm altına alınmıştır.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 5. maddesinde bu kanunun diğer büyükşehir belediyeleri hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle davalı ... Su ve Atıksu İdaresi"de 2560 sayılı kanuna tabidir. Belediyeler tarafından özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek ve ticari şekilde işletilmek amacıyla 2560 sayılı kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek için kurulan kurum ve kuruluşlar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16. maddesi gereğince tacir sayılırlar.

Davalı ... Su ve Atıksu İdaresi tacir sayıldığından ve davacı tarafından halefiyet yoluyla davalıya yöneltilen uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından davaya bakma görevi adli yargınındır. Nitekim Yargıtay kararlarında da bu durum benimsenmiştir. (HGK"nın 21.09.1983 gün ve 1980/1 1-2721; 1983/823 ile 29.11.1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları. HGK 2007/4-597 E.-2007/694 K.)
Dava konusu uyuşmazlık hakkında adli yargı görevli olduğundan alacak hakkında icra takibine başvurulması için herhangi bir engel bulunmamaktadır. Alacak icra takibine konu edilebileceğinden takibe yapılan itiraz üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılabilir.
Bu nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 23.12.2015 gün ve 2015/17506 Esas - 2015/14851 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 23.12.2015 gün ve 2015/17506 Esas - 2015/14851 Karar sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçlarının istek halinde davacıya geri verilmesine 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.