
Esas No: 2021/10800
Karar No: 2022/3505
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10800 Esas 2022/3505 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10800 E. , 2022/3505 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 24/06/2017 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin dava dışı araç ile karıştığı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 217.632,66 TL’ye yükselterek 100,000,00 TL’si temlik alan ...’a ve kalan 107.632,66 TL kısmının ise ...’a karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; talebin kısmen kabulü ile 107.632,66 TL maddi tazminatın 16/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ... tarafından temlik alan sıfatı ile talep edilen tazminatın husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmiş; karara taraf vekilleri tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvuru sahibi vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nin 24/04/2019- K-2019/34500 sayılı kararına karşı yapmış olduğu temliknameye göre ...'a da ödeme yapılması gerektiği hususundaki itirazın Kabulüne ve sigortacının yapmış olduğu muterafik kusur yönündeki itirazın Kabulüne diğerlerinin reddine, bu nedenle Uyuşmazlık Hakem Kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesisine ve onaylanmasına) Başvurunun kabulüyle 207.632,66 TL toplam tazminattan %20 muterafik kusur indirimiyle başvuran ... (...) lehine 86,106.12 TL ve temlikname alan ... lehine 100,00 TL tazminat tutarlarının 10/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi tarafından kendilerine ödenmesine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana
geçmekte olup alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur.
Somut olayda ise hakem heyetine başvuru tarihi 15/12/2018 tarihinde olup tarihi belli olmayan temlikname ile davacı ... tazminat alacağının 100.000,00 TL’sini asli müdahil olarak davaya katılan ...’a temlik etmiştir. İtiraz Hakem Heyetince 25/07/2019 tarihli kararı ile temlik gözetilerek alacağın ... için 100.000,00 TL’ye hükmedilmiştir. Davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde dosyaya sunulan 28/05/2019 tarhili ikinci temlikname ile davacı ... tazminat alacağının 107.632,66 TL’sini dava dışı ...’ya temlik etmiştir. 6098 Sayılı TBK'nun 183. maddesinde; "Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.
Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez." düzenlemesi yer almıştır. Buna göre, alacaklının alacağını 3. kişiye devredilebileceği düzenlenmiştir. Temlik borç doğuran bir akit değil, alacağı başkasına geçiren mücerret hukuki bir tasarruftur. Bu işlem ile temellük eden alacaklının halefi olmaktadır. Dolayısıyla, temlik eden kişinin temlik ettiği bedel üzerinde tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Davacı ... tazminat alacağının 107.632,66 TL’sini dava dışı ...’ya temlik ettiğinden ... için hesaplanan tazminat miktarının 107.632,66 TL’si yönünden davacının tasarruf yetkisi bulunmadığından davacının talebinin bu tutar yönünden temlikname sebebiyle reddine karar vermek gerekirken, temlikname yokmuş gibi, hesaplanan tazminattan ilk temliknamedeki miktar (100.000,00 TL) düşüldükten sonra geriye kalan kısım yönünden davacı lehine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacıda oluşan maluliyetin tespitine yönelik olarak alınan 22/10/2018 tarihli raporda, post travmatik stres bozukluğu nedenleri ile davacının %25 oranında malul kaldığı bildirilmiş, anılan rapor tazminata esas alınarak karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Dosya kapsamında alınan iş bu maluliyet raporunda, post travmatik stres bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği gibi bilgiler bulunmamakla birlikte, kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağına ilişkin ayrıntılara yer verilmemiştir. Rapor bu hali ile karar vermeye elverişli değildir.
Bu durumda, davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasında getirtildikten sonra davacının muayenesi de yapılarak aralarında psikiyatri doktorunun da bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik'i hükümlerine göre kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, post travmatik stres bozukluğuna ilişkin tespit edilen maluliyet oranının davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceğinin tespit edilerek, davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilmek kaydıyla, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun üzerinde durulmamış olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; İtiraz Hakem Heyetince, müterafik kusur indirimi yapılmasında bir isabetsizlik görülmese de yapılan hesaplama hatalıdır. Buna göre davacının maluliyetine ilişkin toplam zarardan %20 indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, temlikname
alacaklısı ...’a 100.000,00 TL’ye hükmedildikten sonra geriye kalan zarar miktarından müterafik kusur indirimi uygulanması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; Sigortacılık Kanunu'nda 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesine "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın karar tarihinde AAÜT’de belirlenen maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.