Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/25432 Esas 2013/6393 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/25432
Karar No: 2013/6393
Karar Tarihi: 14.03.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/25432 Esas 2013/6393 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2012/25432 E.  ,  2013/6393 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı; davalılardan ... tarafından hakkında icra takibi yapıldığını takibe konu bononun ayrı yaşadığı eşi dava dışı ... tarafından kendisine imza ettirilen ve üzerinde tahrifat yapıldığı mahkeme kararı ile sabit olan bono olduğunu belirterek bu nedenle takip konusu yapılan 10.200.000.000 lira bedelli, 25/05/2000 vade tarihli senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin ve takibin iptaline karar verilmesini, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar; davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece Davacının menfi tespit talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, takip konusu bonoya ilişkin olarak davacının 10.000 TL borçlu olmadığının tespitine, Davacının davalı ..." a yönelik tazminat talebinin kabulüne, 10.000 TL asıl alacağın % 40 ı olan 4.000 TL tazminatın davalı ..." dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ... tarafından temyiz dilekçesine ek olarak sunulan 13.06.2006 tarihli, Söke 3.Noterliğince tanzim edilen ve davacı ile davalı ... imzasını taşıdığı belirtilen Belge başlıklı ibraname içeriğine göre, dava konusu bono nedeni ile tarafların anlaştığı, davacının davalı ... bono bedelini ödediği böylece tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden alacakları kalmadığı hususunun belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere "İbra", alacağın tasfiyesini içeren tasarrufi bir sözleşme olup, Gerek öğretide ve gerekse uygulamada ibranamenin varlığı, bir borcun tam yada kısmen ifa edilmeden sona ermesini sağlayan özel bir sukut nedeni olarak kabul edilmektedir. (Fevzi Necmettin Fevzioğlu, Borçlar Hukuku Umumi Hükümler Cilt II, İst. 1969, Sayı 351) Diğer bir ifade ile ibra, alacaklının borçlusunu borcundan beri kılmak onu borçtan kurtarmak amacıyla yapılan bir sözleşmeyi ifade etmektedir (Von Tuhr.Borçlar Hukuku- Cevat Edege Çevirisi,Cilt II Sh.695). Somut olayda da davalı tarafından dosya içerisine sunulan 13.06.2006 tarihli belge içeriğine göre, davaya ve icra takibine konu borcun davacı tarafından ödendiği, alacağın tahsil edildiği belirtilmek suretiyle tarafların birbirini ibra etiği anlaşılmaktadır. hal böyle olunca, mahkemece anılan ibranamenin dikkate alınmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.