14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/972 Karar No: 2014/4739 Karar Tarihi: 10.04.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/972 Esas 2014/4739 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/972 E. , 2014/4739 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/11/2013 NUMARASI : 2013/87-2013/643
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.02.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı, paydaş olduğu 1432 parsel sayılı taşınmazda dava dışı M.. E...’in payını 15.02.2012 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalıya ait payın adına tescilini istemiştir. Davalı, taşınmazın fiilen paylaşıldığını, davacının kendi payına ev ve ağaç dikerek kullandığını, satın aldığından haberi olduğunu ve itiraz etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, fiili taksimin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olayda; Dosya içeriğinden ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporundan davacının dava konusu taşınmazda ev inşa ettiği ve içinde oturduğu, davalı ve diğer paydaşa düşen bölümlerin ise davacının kullandığı bölümden ayrı ve arsa niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının müstakilen bir yer kullanırken diğer paydaşın kendi payına tekabül eden payı satması nedeniyle önalım hakkını kullanması iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.