15. Hukuk Dairesi 2020/1171 E. , 2020/1935 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ..., ..., ... ...., ..., ... vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, taraflar arasında akdedilen 14.07.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin sonraki hukuki imkansızlık sebebiyle sona ermesi üzerine imalât bedeli ve kâr kaybı alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalılar ise arsa hissedarlarıdır.
Davacı vekili, alınan inşaat ruhsatı gereği inşaata başlandığını, inşaatın kabası bitmek üzere iken idare mahkemesi tarafından imar planının iptâl edilmesi sonucunda inşaatın yarım kaldığını, bilahare yeni plan hazırlandığını, işe devam edebilmek için arsanın tüm paydaşlarına noterden ihtar göndererek arsa sahiplerine düşen edimlerin ifasını istediğini, davalılar ..., ... ve ..."in kabul etmediğini ancak diğer davalıların inşaat ruhsatı alınması için muvafakatname ile vekâletname verdiklerini ileri sürerek, imalât bedeli için yapılan harcamaların ve mahrum kalınan kâr kaybı alacağının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ..., ... ve ... vekilleri cevap dilekçesi ile, imar planının iptâli nedeniyle işin yarım kaldığını ancak kendilerinin işin devamı için muvafakatname ve vekâletname verdiklerini, muvafakatname ve vekâletname vermeyen diğer davalıların zarara yol açtıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve müteveffa ... vekilleri cevap dilekçesi ile, inşaat sözleşmesinin tarafı olmadıklarından pasif husumet ehliyetleri bulunmadığını, imar planının ve inşaat ruhsatının iptâl edildiğini, binanın yıkımına karar verildiğini, iptâl edilen imar planından sonra yapılan planın da iptâl edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
edilerek hukuki imkansızlık oluştuğundan kâr kaybı istenemeyeceği gerekçesiyle, ...,
... ve ..."a karşı kar kaybının ve inşaat bedelinin tahsili için açılan davanın reddi gerektiği, yüklenicinin mühürlemeden sonra yaptığı 96.717.00 TL"lik imalât bedelini talep edemeyeceğinden bu istemin reddi gerektiği, mühürlemeden önce yapılan inşaat bedelinin 217.000,00 TL"yi sözleşme tarafı davalılardan talep edebileceğine ilişkin kabuller bozma kapsamı dışında kalmakla bu hususlar ihtilafsız olup, mühürlemeden önce yapılan imalât bedeli 217.000,00 TL"nin davalılar ..., ... mirasçılarından 14.07.1995 tarihindeki tapu paylarına göre tahsili, ancak ilk hükümde ... mirasçılarından müteselsilen tahsili gereken miktarın 108.614,00 TL olduğuna ilişkin kabul bu davalılar tarafından temyiz edilmemiş olduğundan davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak, 108.614,00 TL"nin ... mirasçılarından miras payları oranında tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar ..., ... vekilleri, davalılar ..., ... ve ... ...vekilleri ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalılar ..., ..., ... ...vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki 2 numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; davalı ... aleyhine hükmedilen alacak kalemi ile ilgili olarak, mahkemece bozma öncesi aldırılan teknik bilirkişi raporunda davacının ilk mühürlenme tarihine kadar gerçekleştirdiği imalât bedelinin 217.228,00 TL olduğunun belirtilmesine ve bu tutar üzerinden davacının sorumlu olduğu oran gözetilerek hüküm kurulmasına rağmen, bozma sonrası yargılamada aldırılan ek raporda gerçekleştirilen imalât bedeli olan 217.228,00 TL yerine sehven 217.000,00 TL üzerinden hesaplama yapıldığı ve bu tutar üzerinden davalı ..."in sorumlu olduğu oran gözetilerek hüküm kurulduğu, davacı tarafça da bu hususun açıkça ve ayrıca temyiz itirazı olarak ileri sürüldüğü ve bozmadan sonra alınan bilirkişi raporlarına ve sorumluluk oranına göre davalı ..."in 76.182,05 TL sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece yanlış hesaplama ile davalı ..."den daha az miktarda alacağın tahsiline kararı verilmesi doğru olmamıştır.
3-Davalılar ..., ... ve yargılama sırasında vefat eden ... haklarında dava esastan reddedildiği için bozma öncesi ilk kararda bu davalılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedildiği ve davacının bu davalılara yönelik temyiz itirazları reddedilmiş olmakla, müteveffa ... mirasçıları da olan davalılar ... ve ... lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesine göre nispi vekâlet ücreti takdiri gerekirken, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ..., ... ...vekillerinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü
ile hükmün temyiz eden davacı yararına, 3. bent gereğince temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."e iadesine,
aşağıda yazılı bakiye 9.574,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar ..., ... ve ... ..."ndan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.