17. Hukuk Dairesi 2014/8405 E. , 2016/5529 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın sebep olduğu kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 53.457,14 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, taleplerin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile 53.457,14 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK"nun (HUMK m.455 vd.) Hükmün Tavzihi hakkındaki 305. maddesinde “(1)Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmüne yer verilmiş olup, Tavzih Talebi ve Usulü başlığı altındaki 306. maddesinde de “(1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. (2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. (3) Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” hükmüne yer verilmiştir. (HUMK.md.455 vd.)
Buna göre; tavzih yoluyla hüküm değiştirilemeyeceği gibi, hakim tavzih yoluyla hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükme ekleyemez ve hükmü değiştirecek şekilde çıkarma da yapamaz. Mahkemece bir davanın esası hakkında nihai karar verilmekle işten çekilmiş olunur ve artık bu karar Yargıtay"ca bozulmadıkça dosya yeniden ele alınıp önceki hükmün değiştirilmesi şeklinde yeniden bir karar verilmesi söz konusu edilemez.
Somut olayda; mahkemece, 21.01.2014 tarihli hüküm verilip dosyadan el çekildikten sonra, 19.02.2014 tarihinde dosya res"en yeniden ele alınmış ve hükmün 5. paragrafında davalı için belirlenen 4.560,28 Tl vekalet ücretinin yanlış hesaplandığından bahisle hüküm fıkrasının (5) nolu bendinde yer alan vekalet ücretinin “1.500,00 TL maktu vekalet ücreti” şeklinde tavzihine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasa hükmü karşısında; tavzih yoluyla hüküm değiştirilip yeni bir hüküm verilemeyeceği gibi, hükümde unutulmuş olan talepler hakkında karar verilip hükme ekleme veya hükmü değiştirecek şekilde çıkarma da yapılamayacağından, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.
3-Borçlar Kanunu"nun 44/1. maddesi hükmüne göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir.
Davaya konu olan olayda, davacının kullandığı motosikletle davalıya ait araca çarpması neticesinde ağır kafa travmasına bağlı olarak yaralandığı, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre de baş-kulak arızası sebebi ile konuşma bozukluğu ve işitme kaybına uğrayarak malul kaldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacının motosiklete kasksız olarak binip binmediğinin araştırılarak binmiş olması halinde BK"nın 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusuru kabul edilip edilmeyeceğini ve belirlenecek kusur oranında bir indirime gidilmesi gerekip gerekmediğinin tartışılması gerekmektedir. Karar bu yönüyle de eksik olup bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.