17. Hukuk Dairesi 2019/2617 E. , 2020/5456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin 13.06.2014 tarihinde banka tarafından kredi kartları borçlarının tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/277 sayılı doyası ile takip başlatıldığını, borçlu adına kayıtlı herhangi bir mal varlığı tespit edilemediğini, taraflarınca yapılan araştırmada borçlu adına kayıtlı araçlar bulunduğu ancak müvekkilinden mal kaçırmak maksadıyla adına kayıtlı araçları 3. kişilere devrettiğini belirterek; dava konusu araçlar üzerinde yapılan satış tasarrufunun iptalini ve cebri icra yolu ile satışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; ... plakalı aracının hiç olmadığını, ... plakalı aracı ... Bankasından almış olduğu kredi ve elden aldığı borç para ile satın aldığını, ekonomik durumun bozukluğu nedeniyle aracını ... bayine satarak rehin alacağı olan ... borçlarını ve elden aldığı borçlarını ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin ... plakalı aracı ... marka araçların yetkili satıcısı ... Turizm Otomotiv Sanayi ve Tic. A.Ş"den satın aldığını, müvekkilinin borçlu davalıyı hiç tanımadığını ve muvazaaya da karışmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı, davalı ..."ın ... plakalı aracın maliki olup aracı devrettiğini kanıtlayamadığından ve ... plakalı aracın sahibi, aracı ... devralan iyiniyetli 3. kişi olduğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkirdir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda dava konusu ... plakalı aracın davalı borçlu ... adına kayıtlı iken 02/05/2014 tarihinde dava dışı 3.kişi ... Turizm Otomotiv A.Ş.’ye, 20/05/2014 tarihinde ise dava dışı ... Turizm Otomotiv A.Ş. tarafından davalı 4.kişi ...’a devredildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK"nun 282 madde gereğince öncelikle dava konusu ... plakalı araç yönünden borçlu ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan dava dışı 3.kişi ... Turizm Otomotiv A.Ş.’nin davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
Yine dava konusu edilen ... plakalı araç yönünden mahkemece her ne kadar davacının, davalı ..."ın ... plakalı aracın maliki olduğunu ve aracı devrettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun değildir. Dava konusu edilen ... plakalı aracın daha önce ... plaka ile davalı borçlu ... adına kayıtlı iken dava dışı kişilere devredildiği en son 04/07/2014 tarihinde dava dışı ... tarafından davalı ...’e devredildiği, bu sırada aracın plakasının değişerek ... plakasını aldığı anlaşılmakta olup; mahkemece bu aracın öncelikle borçlu ... tarafından sırasıyla kimlere devredildiği tespit edilmemiştir. Bu nedenle mahkemece bu aracın borçlu ... tarafından kime devredildiği tespit edilerek borçlu ile bu kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan; davaya dahil edilmesi, davacı vekili aradaki diğer tespit edilecek maliklerin tamamının da kötüniyetli olduğunu iddia ederek son malik olan ...’e dava açtığından aradaki tüm maliklerin de tespit edilerek davaya dahil edilmesi için davacı vekiline süre verilmesi duruşma gün ve saatinin borçludan sonraki tüm maliklere tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, bildirecekleri delillerin toplanması dava konusu
tüm tasarrufların İİK"nın 277, 278, 279, 280, 283. maddeleri gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.