Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2013/1717
Karar No: 2013/1717
Karar Tarihi: 18.11.2015

Yargıtay Başkanlar Kurulunun kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı karar vermesi - Adil yargılanma hakkı - Yargı yolunun kapalı olması - Mahkemeye erişim hakkı - AYM Birinci Bölüm 2013/1717 Esas 2013/1717 Karar Sayılı İlamı

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

REMZİYE GÜNEY UYANIKER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/1717)

 

Karar Tarihi: 18/11/2015

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucu

:

Remziye GÜNEY UYANIKER

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Yargıtay Başkanlar Kurulunun kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı karar vermesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, bu karara karşı yargı yolunun kapalı olması nedeniyle de mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 5/3/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 6/11/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular 6/11/2014 tarihinde Adalet Bakanlığına (Bakanlık) bildirilmiştir. Bakanlık, görüşünü 10/12/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş, başvurucuya 29/12/2014 tarihinde bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, Adalet Meslek Yüksekokulundan mezun olmuş; yirmi üç yıl çalıştığı Yargıtayda son 8 yıl şeflik kadrosunda görev yapmıştır.

9. 22/2/2008 tarihli ve 47 sayılı Yargıtay Yönetim Kurulu Kararıyla Yargıtay Başkanlığında açık bulunan yazı işleri müdürlüğü ve diğer kadrolara atama yapılabilmesi için görevde yükselme eğitimi açılmasına karar verilmiş ve 26/3/2008 tarihinde Sınav Kurulu ve Yönetim Kurulunca görevde yükselme eğitimine katılacak personel listesi belirlenerek ilan edilmiştir.

10. Başvurucu, Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu olması nedeniyle 4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 53. maddesinin üçüncü fıkrası ve 3/8/2005 tarihli ve 25895 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin özel şartlar başlıklı 7. maddesi uyarınca öncelikli seçilecekler arasında yer alması gerektiğini belirterek değerlendirmeye itiraz etmiştir.

11. Yargıtay Yönetim Kurulu, 1/4/2008 tarihli ve 122 sayılı kararıyla Sınav Kurulunca yapılan incelemelerde herhangi bir maddi hatanın bulunmadığını, karara karşı Başkanlar Kuruluna itiraz etme hakkının bulunduğunu belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir.

12. Ret kararı üzerine başvurucu, Yargıtay Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 12. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ve Ek-1 Değerlendirme Formunda yer alan takdirname sayısal puan kısmı ile Yargıtay Yönetim Kurulu Kararı ve sınav aday listesinin iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

13. Ankara 2. İdare Mahkemesi, 24/4/2008 tarihli ve E.2008/639, K.2008/750 sayılı kararıyla “2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 17. maddesinde Yargıtay Yönetim Kurulu Kararlarına karşı Yargıtay Başkanlar Kuruluna itiraz yolunun öngörüldüğü…” gerekçesiyle dava dilekçesinin görevli idari mercii olan Yargıtay Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermiştir.

14. Yargıtay Başkanlar Kurulu 21/5/2008 tarihli ve 16 sayılı kararıyla başvurucunun talebini kesin olarak reddetmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

“…

1- Yargıtay Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin Bakanlar Kurulu tarafından yürürlüğe konulan çerçeve yönetmeliğe göre ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan kamu görevlilerinin görevde yükselme kriterlerinin objektif nitelikte olması, birlik ve beraberlik içinde uygulama yapılabilmesi amacıyla hazırlandığı anlaşılmakla Remziye Baykal’ın yerinde görülmeyen taleplerinin Yargıtay Kanununun 17. maddesinin birinci fıkrasının d bendi uyarınca kesin olarak reddine,

2- Kararın adı geçene tebliğine, 21/5/2008 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.”

15. Başvurucu, Yargıtay Başkanlar Kurulu kararının iptali, Yargıtay Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 12. maddesinin ikinci fıkrası ile anılan Yönetmelik’in Ek-1 değerlendirme formunda yer alan takdirname sayısal puan kısmının iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

16. Başvurucu ayrıca 2797 sayılı Kanun’un, Başkanlar Kurulunun görevlerini düzenleyen 17. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendi ve aynı maddenin son fıkrasının ve sondan bir önceki fıkrada yer alan “1 (d) bentlerinde” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

17. Ankara 2. İdare Mahkemesi, 17/6/2008 tarihli ve E.2008/1076 sayılı ara kararıyla 2797 sayılı Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde yer alan “kesin olarak” ifadesi ve aynı maddenin son fıkrasında yer alan “Başkanlar kurullarının itiraz üzerine veya doğrudan doğruya verdikleri bütün kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz.” cümlesinin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve davanın geri bırakılmasına karar vermiştir.

18. Anayasa Mahkemesi, 21/1/2010 tarihli ve E.2008/74, K.2010/15 sayılı kararıyla itirazın reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 “…

Yargıtay Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde geçen “kesin olarak” ibaresi, Yönetim Kurulu kararlarına yönelik itirazların inceleme mercii olan Başkanlar Kurulunun bu konudaki kararlarının biçimsel yönden kesin, uygulanabilir ve bağlayıcı nitelikte olduğunu ifade etmektedir. Yargıtay Yönetim Kurulunun 2797 sayılı Yasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrasındaki, hâkimlik ve savcılık sınıfından olmayan Yargıtay personeline ilişkin atama ve nakil, yükselme, disiplin ve sair özlük işlerini yürütme, bunlarla ilgili karar ve tedbirleri alma ve yönetmelikleri yapma görevleri çerçevesinde aldığı kararlar, ilgililerce itiraz edilmesi durumunda ancak Başkanlar Kurulunun kararının ardından kesin ve uygulanması gerekli işlem hâlini almaktadırlar.

Bu nedenle Yönetim Kurulunun kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine Yargıtay Başkanlar Kurulunca verilen kararların idarî bakımdan kesin olması, savunma ve hak arama özgürlüklerinin sınırlandırılamayacağı ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu yönündeki Anayasa kurallarına aykırı değildir.

Bir yüksek yargı organı olan Yargıtay’ın iç düzeni ve işleyişi bakımından, aslî görevleri esasen adlî ihtilafları çözüme kavuşturmak olan yüksek yargıçların oluşturduğu ve Yargıtay Birinci Başkanı, Birinci Başkan Vekilleri ile Yargıtay’daki tüm Daire Başkanlarından meydana gelen Başkanlar Kurulu tarafından Yönetim Kurulu kararlarına karşı yapılan itirazların bir sonuca bağlanması işinin, yargısal ağırlıklı bir faaliyet olduğu ve Yargıtay’ın aslî temyiz görevine ilaveten yasa koyucu tarafından anılan Kurula verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yasa koyucu Yargıtay Başkanlar Kurulunu işlevsel olarak “idare” kabul etmemiş ve Kanun’la kendisine verilen görevleri ifade ederken bu Kurulun verdiği kararları idarî tasarruf saymayarak, bunları yargı denetimi dışında tutmuştur. Bu nedenle, Yargıtay mensuplarının Yargıtay’ın ifa ettiği yüksek yargı hizmetinin işleyişi ile ilgili olarak doğabilecek kimi ihtilafların Yargıtay’ın içinde belirtilen çözüm mekanizmaları yoluyla sonuçlandırmasının öngörülmesinde Anayasa’nın yargı ve yüksek yargıyı düzenleyen hükümleri yönünden bir aykırılık söz konusu değildir.

İtiraz konusu kuralla Yargıtay Başkanlar Kurulunun “Yönetim Kurulu” kararlarına itiraz üzerine verdiği kararların aleyhine başka yargı merciine başvuru olanağının ortadan kaldırılmasının, savunma ve hak arama özgürlüklerinin sınırlandırılamayacağı ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu yönündeki Anayasa kurallarına aykırı bir yönü görülmemiştir.

…”

19. Anayasa Mahkemesinin ret kararı üzerine Ankara 2. İdare Mahkemesi 18/6/2010 tarihli ve E.2008/1076, K.2010/909 sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Olayda, davacı tarafından, Yargıtay Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 12. maddesinin 2.fıkrası ile anılan yönetmeliğin Ek-1 değerlendirme formunda yer alan takdirname sayısal puan kısmının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmakta ise de, yukarıda hükmü aktarılan yasal düzenleme uyarınca, Yargıtay Yönetim Kurulu’nun kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine Yargıtay Başkanlar Kurulu’nca verilen kararların idari bakımdan kesin olması ve bu kararlar aleyhine yargı yolunun kapalı olması nedeniyle işbu davanın incelenme olanağı bulunmamaktadır.”

20. Başvurucu, Yargıtay Başkanlar Kurulu kararının idari işlem olmasına rağmen karara karşı yargı yolunun kapalı olmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek temyiz talebinde bulunmuş; Danıştay Dairesi, 11/11/2011 tarihli ve E.2010/6558, K.2011/6247 sayılı ilamı ile hükmü onamıştır.

21. Başvurucu, temyiz dilekçesindeki benzer iddiaları dile getirerek karar düzeltme isteminde bulunmuş; aynı Daire 23/1/2013 tarihli ve E.2012/2642, K.2013/302 sayılı ilamıyla talebi reddetmiştir.

22. Ret kararı başvurucuya 27/2/2013 tarihinde tebliğ edilmiş, 5/3/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

B. İlgili Hukuk

23. 2797 sayılı Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendi, ikinci ve üçüncü fıkrası şöyledir:

“Başkanlar kurullarının görevleri şunlardır:

1. Başkanlar Kurulunun Görevleri:

d) Birinci Başkanlık Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu ile Yönetim Kurulu kararlarına karşı yapılan itirazları kesin olarak karara bağlamak. Bu itirazların incelenmesinde karara katılan kurul üyesi daire başkanları Kurula katılamaz ve eksiklikler o dairenin kıdemli üyeleriyle tamamlanır.

Oylamanın şekli, ilgili kurullarca belirlenir. Ancak bu maddenin (1/b) ve (1/d) bentlerinde öngörülen hususlara ilişkin oylama gizli yapılır.

Başkanlar kurullarının itiraz üzerine veya doğrudan doğruya verdikleri bütün kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz.”

24. 2797 sayılı Kanun’un 53. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

“Yazı İşleri Müdürlüğüne, öncelikle hukuk fakültesi mezunları; bunlardan müracaat eden olmadığı takdirde sırasıyla Adalet Yüksekokulu, fakülte, yüksekokul, lise veya ticaret lisesi mezunları veya en az beş yıl yazı işleri müdür yardımcılığı veya ilk derece mahkemelerinde aynı süre yazı işleri müdürlüğü yapmış olanlar atanır.”

25. Yargıtay Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 10/12/2014 tarihli ve 29201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklikten önceki 7. maddesinin (a), (b) ve (c) bendinin (1) numaralı alt bendi şöyledir:

“Bu maddede belirtilen kadrolara görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aşağıda belirtilen özel şartlar aranır.

a) Genel Yazı İşleri Müdürü, İdari ve Mali İşler Müdürü, Personel ve Eğitim Müdürü, Bilgi İşlem Merkezi Müdürü, Yayın İşleri Müdürü, Kütüphane Müdürü kadrosuna atanabilmek için;

1) Dört yıllık yükseköğretim mezunu olmak,

2) Kütüphane Müdürlüğü için fakülte veya yüksekokulların kütüphanecilik bölümü mezunu olmak,

3) Başkanlıkta en az beş (5) yıl şef olarak çalışmış olmak,

4)Yapılacak görevde yükselme sınavında başarılı olmak.

b) Yazı İşleri Müdürü kadrosuna atanabilmek için;

1) 4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen şartları taşımak,

2) Başkanlıkta en az beş (5) yıl şef olarak çalışmış olmak,

3)Yapılacak görevde yükselme sınavında başarılı olmak.

c) Şef kadrosuna atanabilmek için;

1) İki yıllık yükseköğretim mezunu olmak,”

26. Aynı Yönetmelik’in mülga 12. maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

“Görevde yükselme eğitimine katılacakların sayısı atama yapılacak boş kadro sayısının iki katını geçemez. İki katından az istekli bulunması halinde, durumu uygun olan bütün personelin eğitime alınması sağlanır. Duyurulan kadro sayısının iki katından fazla personelin başvurması halinde, bu Yönetmelik EK-1’deki Değerlendirme Formunda belirtildiği şekilde puanlama yapılmak suretiyle, toplam puanı en fazla olandan başlamak üzere kadro sayısının iki katı kadar personel belirlenerek eğitime alınır. Puanların eşitliği halinde hizmet süresi fazla, son sicil notu yüksek olan tercih edilir.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

27. Mahkemenin 18/11/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucunun 5/3/2013 tarihli ve 2013/1717 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

28. Başvurucu, Anayasada idari eylem ve işlemler aleyhine yargı yolunun açık olduğunun belirtilmesine rağmen Yargıtay Başkanlar Kurulunun idari işlem niteliğindeki kararlarına karşı yargı yolunu kapatan hükmün, Anayasa’nın 125. maddesine açıkça aykırı olduğunu; Başkanlar Kurulu kararlarının gizli oyla alındığını ve bu durumda oyçokluğu ile alınan kararlarda karşıoy yazısını göremediklerini; görevde yükselme eğitimine ilişkin duyuru üzerine Yargıtayda görev yapan 47 şefin, yazı işleri müdürlüğü kadrosuna müracaatta bulunduğunu ve bulunanların takdir sayısal puanına göre sıralamaya konulduğunu ancak Yargıtay Kanunu’nun 53. maddesine göre öncelikli olarak okul sıralamasına göre puanlama yapılması gerektiğini, bu kritere göre yapılacak puanlamada listenin ilk sırasında yer alacağını, bu nedenle personeli belirleyen aday listesi ile bu listenin belirlenmesine ilişkin değerlendirmeye yaptığı itirazın reddine ilişkin Yargıtay Başkanlar Kurulunun kararına karşı dava açtığını, Mahkemece Yargıtay Başkanlar Kurulunca verilen kararların kesin olması ve bu kararlar aleyhine yargı yolunun kapalı olması nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, bu hüküm nedeniyle Yargıtay memurlarının mahkemeler önünde haklarını arayamadıklarını belirterek Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; zararlarının karşılanması ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

29. Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde şikâyetin, Yargıtay Başkanlar Kurulunun mevzuat hükümlerine aykırı karar vermesi ve bu karara karşı yargı yolunun kapalı olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin olduğu; Ankara 2. İdare Mahkemesinin E.2008/1076 sayılı dosyasındaki yargılamayla ilgili bir ihlal iddiasının ileri sürülmediği anlaşılmış olup somut başvuru Yargıtay Başkanlar Kurulunun 21/5/2008 tarihli kararı çerçevesinde değerlendirilmiştir.

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”

31. Bu hüküm gereğince Anayasa Mahkemesi, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler. Dolayısıyla Mahkemenin zaman bakımından yetkisi ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurularla sınırlıdır. Kamu düzenine ilişkin bu düzenleme karşısında, anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir (G.S., B. No: 2012/832, 12/2/2013, § 14).

32. Öte yandan Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).

33. Anayasa Mahkemesine yapılacak bireysel başvurunun ikincil nitelikte bir mekanizma olması nedeniyle bağlayıcı ve emredici nitelikteki kamu gücü işlemlerine karşı mevzuatta öngörülen idari ve yargısal hukuk yollarının tüketilmesi zorunluluğu yanında hiçbir idari veya yargısal yol öngörülmeyen kesin nitelikteki işlemlere karşı başvuruda bulunulmasının da bireysel başvuru müessesesi açısından başvurucuya herhangi bir hak ve yetki vermeyeceği açıktır.

34. Tüketilen yolun, Anayasa Mahkemesi önündeki başvuruya konu olan duruma çözüm getirme, başka bir ifadeyle Anayasa’yı ihlal ettiği iddia edilen hususun düzeltilmesini ve ihlalin ortadan kaldırılmasını sağlayabilme özelliğine sahip olması gerekir. Mahkeme, başvuru konusu olaya etkin bir çözüm sunacak yetkisi olmayan kurum ve organlara başvurularak davanın canlandırılmasına ve başvurunun zaman bakımından yetki kapsamına alınmasına izin vermemektedir (İbrahim Oğuz Yapar, B. No: 2012/829, 5/3/2013, § 32).

35. Somut olayda başvurucu 2797 sayılı Kanun’un 17. maddesinin üçüncü fıkrası gereği yargı yolu kapalı olan Yargıtay Başkanlar Kurulunun 21/5/2008 tarihli ve 16 sayılı kararına karşı İdare Mahkemesinde dava açmış; İdare Mahkemesince dava konusu olayda uygulanacak mevzuat hükümlerinin Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunarak itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmuş, Anayasa Mahkemesince itirazın reddine karar verilmesiyle başvurucunun davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

36. 21/5/2008 tarihinde kesinleşen Yargıtay Başkanlar Kurulu Kararına karşı etkin bir çözüm sunma yetkisi bulunmayan İdare Mahkemesine dava açılarak sürecin Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkili olduğu 23/9/2012 tarihinden sonrasına taşınması ve bu yöntemle temel hak ve özgürlüklerin ihlali iddiasının bireysel başvuruya konu edilmesi imkânı bulunmamaktadır. Bunun yanında İdare Mahkemesinin, somut norm denetimi yoluyla davada uygulanacak mevzuatın iptali talebinde bulunması olgusu da İdare Mahkemesine başvuruyu etkili bir yol hâline getirmez. Bu nedenle başvuru konusu karar, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi dışında kalmaktadır.

37. Açıklanan nedenlerle başvuru konusu Yargıtay Başkanlar Kurulu Kararının 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına

18/11/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi