Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2563
Karar No: 2016/5524
Karar Tarihi: 05.05.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2563 Esas 2016/5524 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/2563 E.  ,  2016/5524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkillerin murisi ve desteği "un davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu 28.02.2002 tarihinde hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını ve 09.12.2008 tarihinde hayatını kaybettiğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek davacı çocuk için 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminat talep etmişlerdir.
    Davalılardan ... vekili, davanın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Diğer davalılara usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ve bu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Daire"ce “...Borçlar Yasasının 60/1. maddesi gereğince haksız eylem sonucu uğranılan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davanın, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yılda zamanaşımına uğrayacağı kabul edilmektedir.

    Aynı maddenin 2. fıkrası ve Karayolları Trafik Yasası"nın 109. maddesi hükümlerine göre ise, haksız eylemin suç teşkil etmesi durumunda olayda "uzamış" zamanaşımının uygulanacağı öngörülmüştür. Haksız eylemin nitelik ve kapsamı itibariyle TCK.nun 102. maddesine göre, ceza zamanaşımı (5) yıldır. Bu süre olay tarihinden itibaren işlemeye başlar. Ancak, olayda gelişen bir durum olması halinde, gelişen durumun sona erdiği tarihten itibaren sürenin gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı ..., murisi ..."un 21.02.2002 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu felç olduğunu buna bağlı olarak da 09.12.2008 tarihinde vefat ettiğini, ölüm tarihi itibari ile destek tazminatı talep etme hakkı doğduğunu belirterek 13.07.2012 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece meydana gelen trafik kazası ile ölüm olayı arasında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığı araştırılmadan zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda ölüm olayı ile kaza arasındaki illiyet bağı araştırılıp sonucuna göre bir karar gerektiği…” gerekçesi ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Yerel mahkemece anılan bozma kararına uyulduğu halde bozma kararının gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma kararında açıklandığı üzere davacının murisi ..."un 21.02.2002 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu felç olduğu buna bağlı olarak da 09.12.2008 tarihinde vefat ettiği, ölüm tarihi itibari ile davacının destek tazminatı talep etme hakkı doğduğunu belirterek 13.07.2012 tarihinde dava açtığı anlaşılmakla mahkemece meydana gelen trafik kazası ile ölüm olayı arasında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Davacı vekili, ölüm ile kaza arasında illiyet bağı bulunduğunu ve zamanaşımı süresinin buna göre tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, bozma ilamı doğrultusunda ölüm ile kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılmadan kısmen kabul kararı verilmiştir.
    Dosya kapsamında, ölüm ile kaza arasında illiyet bağı bulunduğuna dair bilgi bulunmamaktadır, bu husus konusunda uzmanlık gerektiren bir durum olup murisin tüm tedavi belgelerinin getirtilerek Adli Tıp Kurumundan alınacak bilirkişi raporuna göre çözüme kavuşturulabilecek niteliktedir. Bu durumda; mahkemece anılan bozma kararına uyulmuş olmasına göre bozma kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla bozma ilamı doğrultusunda ölüm ile kaza arasındaki illiyet bağı araştırılması ve Adli Tıp Kurumundan

    rapor alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken uyulmasına karar verilen bozma kararının gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."na geri verilmesine 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi