10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5530 Karar No: 2016/11406 Karar Tarihi: 21.09.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/5530 Esas 2016/11406 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/5530 E. , 2016/11406 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Yasa uyarınca ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde borçlanabileceğini ve yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunabileceğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1987-1991 tarihleri arası 1.069 gün SSK"lı çalışması bulunan, 21.03.2002 tarihi itibarıyla izinle çıkarak Türk Vatandaşlığını kaybeden ve 22.03.1993 tarihinden itibaren borçlanmaya konu yapılabilecek yurtdışı süreleri bulunan davacının, 04.01.2013 günlü borçlanma başvurusunun talep tarihinde Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddi üzerine eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Yasa uyarınca ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde borçlanabileceği ile yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunabileceğinin tespitini istemiştir.Bilahare ikinci istemini atiye terk etmiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca ilk istemin kabulüne karar verilirken, atiye terk nedeniyle tahsis istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. HMK’nun “Davanın geri alınmasını” düzenleyen 123.maddesi “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir” hükmünü içermekte olup, inceleme konusu olayda, yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin davacı isteminin atiye terk edilmesi esası itibarıyla davanın geri alınması niteliğinde bulunup, geri alma nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, atiye terk nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi hatalı olduğu gibi; karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümde, davalı kuruma atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından kurum lehine yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : 1-Hükmün 1 no’lu bendindeki davanın kabulü ibaresi silinerek yerine "davanın kısmen kabulü" ibaresinin yazılmasına, 2- Hükmün yargılama giderine ilişkin 3 no’lu bendinin silinerek yerine “Davacı tarafından yapılan 348,70 TL yargılama giderinden 232,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 3-Hükmün 4 no’lu bendinin son satırından sonra gelmek üzere “..davalı kurum lehine 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibarelerinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.