2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1037 Karar No: 2014/13679
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/1037 Esas 2014/13679 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/1037 E. , 2014/13679 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Bursa 5. Aile Mahkemesi TARİHİ :23.10.2013 NUMARASI :Esas no:2012/1076 Karar no:2013/811
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece tarafların "eşit kusurlu" oldukları kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiştir. Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delilerden; kocanın, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşine fiziki şiddet uyguladığı, evden kovduğu, hakaret ettiği; davalı kadının ise, birlik görevlerini yapmadığı, çocukları ile ilgilenmediği, eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kocanın eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı az kusurlu ise de, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu da kuşkusuzdur. Az kusurlu olan davalı kadının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında kadın bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartlarının davada gerçekleştiği görülmektedir. Bu bakımdan kadının boşanma davasına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, sonucu bakımından doğru olan boşanma kararının kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması uygun bulunmuş (HUMK. md. 438/9), davalı kadının bu yöne ve aşağıdaki bendin dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları da yerınde görülmemiştir. 2-Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeplerle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının diğer tarafa (koca) göre daha az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus dikkate alınarak, davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken; tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle bu isteklerin reddi doğru bulunmamıştır. 3- Dava Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 25.12.2012 tarihinde açılmış, davalı kadın ön inceleme aşamasından sonra 23/10/2013 tarihli karar celsesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. "Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." (HMK.md.141) Tahkikat aşamasındaki yoksulluk nafakası isteği iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olup usule uygun yapılmış bir ıslah talebi de olmadığından bu talep yönünden "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi gerekirken davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.06.2014 (Çar.)