MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beraat

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanıklar Gülsüm ile ... haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış beraat hükümleri usul ve kanuna uygun bulunduğundan, katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanıklar Gülsüm ile ... haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mağdurenin olay günü suça sürüklenen çocuk ...’nın kendisiyle zorla anal ilişkiye girmesinden sonra evde kaldığı süre içerisinde Mustafa isimli şahıs ile de zorla anal ilişki yaşadığını beyan etmesi ve yapılan araştırmada Mustafa isimli kişi hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 03.10.2013 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, söz konusu davanın derdest olması halinde birleştirme kararı verilerek birlikte görülmesinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde anılan dosyanın aslı veya onaylı örneğinin teminiyle denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine konulması ve suça sürüklenen çocuk ile sanıkların, mağdurenin yaşına itirazda bulunmaları nedeniyle suçların niteliğiyle oluşumuna etkisi bakımından mağdurenin mernis doğum tutanağı getirtilerek resmi kurumda doğup doğmadığı araştırılıp, doğmadığının anlaşılması halinde, yaş tespitine esas olacak kemik grafileri çektirildikten sonra içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu heyetten sağlık kurulu raporu alınması ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumundan da görüş alınarak mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşının bilimsel olarak saptanmasından sonra, gerekmesi halinde 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı da tartışıldıktan ve mağdure hakkında Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 14.06.2013 tarihli geçici raporda yapılan muayenesinde anal kanalda genişleme ve deformasyon olduğu belirtilmesine rağmen Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 17.06.2013 tarihli raporda akut yada kronik fiili livatanın maddi delillerine rastlanılmadığının bildirmesi karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna gönderilerek bu hususta yeniden rapor aldırıldıktan sonra suça sürüklenen çocuk ile sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.