3. Hukuk Dairesi 2017/14535 E. , 2017/18217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların dava dışı üçüncü şahıslardan temlik aldıkları 90 ve 92 nolu parsellerdeki hisselerinin tamamını, 95 no.lu parseldeki hisselerinin ise 10.000 m2 sini ... Noterliği"nin 24/01/1989 tarih ve ... yevmiye no.lu satış vaadi sözleşmesi ile kendisine sattığını ve taşınmazlara zilyet olduğunu, daha sonra ... Kadastro Mahkemesinde bu parsellerin davalı olması üzerine davaya, davacı olarak dahil olduğunu, mahkemece; davanın, kendisi yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizliğine karar verildiğini, görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nde davanın kendisi yönünden reddedildiğini, bu şekilde davalıların sebepsiz zenginleştiklerini iddia ederek davalılar aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazların dava tarihi olan 23/03/2011 tarihindeki değerinin, şimdilik 10.000 TL olmak üzere davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili amacıyla dava açtıklarını ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/259E.-2013/529K. sayılı ilamı ile davalılardan olan alacağının 98.100 TL olarak belirlendiğini, fakat mahkemece talep gibi 10.000 TL"nin davalılardan tahsiline karar verildiğini ileri sürerek bu davada 88.100 TL bakiye alacağının dava tarihi olan 23/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar süresinde verdikleri cevap dilekçelerinde; zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece; ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/104E-468K sayılı ilamının Yargıtayca bozma ilamında; davacının dava konusu alacağını yetkili ve görevli hukuk mahkemesinde sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda talep etme hakkının bulunduğu hususunun belirtilmiş olduğu, mahkemece de bozma ilamına uyulduğu, dolayısıyla davacının bu alacağını talep etme hakkını bozma ilamına uyulmasına karar verildiği tarihte öğrenmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, o halde davacının dava konusu alacağını bu öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde talep etmesi gerektiği, ancak davacının eldeki davayı 13/02/2014 tarihinde açtığı, dolayısıyla 818 Sayılı B.K."nun 66. Maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre zamanaşımı sürenin işleyebilmesi için davacı tarafın verdiğini geri istemeye hakkı olduğunu öğrenmiş olması gerekir. Bu durumda zamanaşımı, davacının dava açmaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar.
Somut olayda davacı; davaya konu taşınmazları noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın almasına rağmen, daha sonradan açılan kadastro tespitine itiraz ve devamında görevsizlikle esasa kaydedilen tapu iptal ve tescil davasında yapılan yargılama neticesinde, tapularını alamadığını iddia ederek iş bu davayı açmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamaya göre davacının, dava açmaya hakkı olduğunu, davaya konu taşınmazlara ilişkin açılan tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi ile öğrendiği, zamanaşımının da bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı açıktır. Bahsi geçen tapu iptal tescil davası 18.10.2010 tarihinde kesinleşmiş, kısmi dava 23.03.2011 tarihinde, temyize konu ek dava ise 02.05.2014 tarihinde açılmıştır.
O halde; davacının, dava açmaya hakkı olduğunu, davaya konu taşınmazlara ilişkin açılan tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi ile öğrendiği, taraflar arasında da satış vaadi sözleşmesi olduğu anlaşıldığına göre mahkemece; dava tarihinde henüz 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınarak, davanın esasına girip yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuç neticesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.