
Esas No: 2022/1871
Karar No: 2022/4560
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1871 Esas 2022/4560 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1871 E. , 2022/4560 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I) Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararların temyizi mümkün olmadığından, CMK'nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve mercinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, sanığın dilekçesinin itiraz niteliğinde olduğu kabul edilerek itirazın mercince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline istem gibi İADESİNE,
II) Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi gereğince hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükmünün temyizi mümkün olmadığından sanığın temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
III) Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Dosya arasında bulunan 05/05/2015 tarihli Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Raporu ile sanığın “ uyum bozuklukları” teşhisi ile barışta askerliğe elverişli olmadığının belirlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığın 29/03/2014 tarihinde işlediği iddia edilen hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğini azaltacak derecede akıl zayıflığının etkisi altında olup olmadığı ve 5237 sayılı TCK'nın 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan ya da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinden rapor aldırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Sanığın, katılanlar ..., ... ve ...’ın birlikte oturduğu ikamete girerek, evin içindeki odalardan katılanlara ait 3 adet bilgisayarı, paraları ve çeşitli kartları çaldığı somut olayda, sanığın olayın meydana geldiği eve katılanlarla tanıştığı için daha önce geldiği de dikkate alındığında, suça konu eşyaların farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın 3 ayrı hırsızlık suçundan cezalandırılması yerine hırsızlık suçundan bir kez cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
b) Sanığın suça konu ikamete önce katılan ...’den almış olduğu anahtarla girip bilgisayarları aldığını, yarım saat sonra ise aynı eve balkondaki ahşap kapının kilidini kırmak suretiyle girip paraları çaldığını beyan etmesi karşısında; eylemlerin TCK'nın 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun'un 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması ve katılanlara ait ikametten aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında kısa aralıklarla hırsızlık yapıldığının tespit edilmesi karşısında; atılı hırsızlık suçunu zincirleme şekilde gerçekleştiren sanık hakkında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Sanığın, 21/09/2015 tarihli duruşmada alınan savunmasında; zararı gidermek istediğini beyan etmesi karşısında; gerektiğinde ödeme yeri de belirlenmek suretiyle sanığa makul bir süre içerisinde zararı tazmin etme imkanı sağlanıp sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 168/2. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 15/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.