Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2762
Karar No: 2012/9024
Karar Tarihi: 11.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2762 Esas 2012/9024 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/2762 E.  ,  2012/9024 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    Hazine ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.12.2011 gün ve 299/612 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, 652 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde 7.020 m2"lik bölümün Hazineye ait olduğuna dair şerh bulunduğunu açıklayarak, bu miktar kadar kısmın davalılar adına tescili bulunan tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekilleri, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, tapu kütüğündeki şerhin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çapa bağlanan taşınmazlarda çıkacak miktar fazlasının Hazineye ait olacağına ilişkin kısıtlamanın tapunun beyanlar hanesinde gösterileceğine dair yasal düzenlemenin bulunmadığı, hak düşürücü sürenin geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/D maddesi uyarınca miktar fazlalıklarının 10 yıl geçmekle kayıt sahibine tescil edileceğine dair hüküm bulunduğu, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasındaki teknik bilirkişi raporuna göre taşınmazın değişmez nitelikli sınırlara sahip olup, sınırlarında Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmaz bulunmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; 652 parsel tapulama sırasında 11 Teşrin-i Sani 25 nolu tapu kaydının revizyon görmesiyle Mustafa Sıtkı Akyüz adına 09.03.1956 tarihinde 10.240 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiş, tespitin itiraz edilmeksizin kesinleşmesiyle 07.08.1956"da tapu oluşmuştur. Kayıt maliki mirasçılarının 02.06.1995 tarihinde intikal ve taksimi ile taşınmazın 7614/10240 payı davalı Mahmet Akyüz, 2538/10240 payı davalı ..., 88/10240 payı davalı ... Okyay adına tescil edilmiş; davalı ... 19.08.2005 tarihinde 300/10240 payı davalı ..."e satış yoluyla devretmiştir. Revizyon gören tapu kaydının, "miktarı" bölümündeki taşınmazın "3220 m2 miktarı ile geçerli olup fazlasının Hazineye ait olduğu"; tapulama tutanağının beyanlar ve şerhler hanesine aynı biçimde yazılmıştır. 652 parselin tapu kaydının beyanlar hanesinde de "tapu miktarından fazla zuhur eden 7020 m²"si Maliye Hazinesine aittir" şerhi bulunmaktadır. Açıklanan bu olgular karşısında, taşınmazda tapulamadan sonra sürdürülen zilyetliğin mülkiyet hakkının kazanılması yönünde değer ifade etmeyeceği de gözetilerek;
    çapta yazılı olan çekişmeli taşınmazın miktarı ile kayıttaki Hazineye aidiyeti belirlenen miktar oranlanmak suretiyle belirlenecek payın davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,11.10.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI

    Dava, davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 652 sayılı parselin tapu kaydında yer alan miktardan fazla görülen 7020 m2 yerin Hazine’ye ait olduğu gerekçesiyle bu miktar bakımından tapu kaydının iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, Hazine tarafından açılan davanın reddine ilişkin hükmün, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Daire çoğunluğunca davanın kabul edilmesi gerektiği görüşüyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık konusu, 652 sayılı parselin tapulama tutanağı 09.03.1956 tarihinde düzenlenmiş, Ten. Sani 41 tarih, 25 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak Mehmet oğlu 1930 doğumlu Mustafa Sıtkı Akyüz adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine, "3220 m2’lik miktarı ile muteber olup, fazlası Hazine’ye aittir" ibaresi yer almıştır. Tapulama tutanağının 06.07.1956 – 06.08.1956 tarihleri arasında askı ilanına çıkartıldığı ve 07.08.1956 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tutanak kapsamına göre, 652 sayılı parsele revizyon gören tapu kaydının 2510 sayılı Kanuna göre oluştuğu, revizyon gören tapu kaydının geldisinin ise K.Sani 935 tarih ve 49 sıra nolu olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu tür tapular kural olarak, miktarı ile geçerli olup, miktar dışında kalan fazlalıkların Hazine’ye ait olduğu kabul edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun (766 s.TK.m. 42.) 20/D bendinde; Hazine’ce, özel kanunları hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallardan çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren 10 yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir, denilmiştir. Görüldüğü gibi maddede öngörülen koşul "…değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık…" ibaresi yer alan tapu kayıtları oluşturmaktadır.
    Ne var ki, aynı Kanunun 20/son fıkrasında; “ Bu maddede yazılı taşınmaz mallardan meydana gelen fazlalıklar hakkında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır ” amir hükmüne yer verilmiştir. Şu halde, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi değişmez ve sabit sınırlı kabul edilen koşul, son fıkrada aranmamaktadır. Bu durum karşısında tapuda revizyon gören tapu kaydı değişmez ve sabit sınırlı olsa dahi miktar fazlalığının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların kayıt maliki yararına oluştuğunun saptanması halinde bu miktar fazlalıklarının kayıt malikleri tarafından kazanılması ve zilyetlikle edinilmesi mümkün bulunmaktadır. Daire çoğunluğunca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/son fıkrasının neden uygulanamayacağı konusunda herhangi bir görüş belirtilmemiştir. Söz konusu taşınmaz miktar fazlasıyla birlikte dağıtımın yapıldığı ve revizyon tapu kaydının geldisine göre 935 yılından beri davalılar tarafından tasarruf edildiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. Tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu kanun gereği kabul edilmesi gerektiğine, davalılar miktar fazlasının kayıt miktarıyla birlikte kullandıklarına ve miktar fazlası kayıt kapsamında sayılmadığına göre, davalılar adına iskan tapusunun oluştuğu 1941 tarihinde miktar fazlasının tapu kayıt kapsamı dışında kalan yani tapusuz yer olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, revizyon gören tapu kaydının geldisine göre (K.Sani 935 tarih 49 sıra nolu tapu ve gittilerinde); taşınmazın doğusunda; yol, batısında Mehmet Ağa, kuzeyinde Mehmet Ağa bahçeleri ve güneyinde İbrahim oğlu, Rüştü ve Mehmet arazileri ile çevrilidir. Görüldüğü gibi tapu kaydının üç tarafı şahıs arazileri, bir tarafını ise yol okumaktadır. Yol, kural olarak genişletmeye elverişli sınır olarak kabul edilmektedir. Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonucu yolun sabit sınırlı olduğu saptandığı taktirde diğer üç taraf da şahıs arazileri ile çevrili bulunduğundan 3402 s.K.K.nun 20/D bendindeki koşulların davacı yararına oluştuğunun kabulü gerekir. Eksik araştırma ve incelemenin söz konusu olduğu açıktır.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/son fıkrası kapsamı göz önünde bulundurularak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması için araştırmaya yönelik hükmün bozulması gerekirken, davayı kabul et şeklinde gerçekleşen bozma yönündeki değerli çoğunluğun görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 11.10.2012


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi