8. Hukuk Dairesi 2012/2581 E. , 2012/9022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Cide Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.11.2011 gün ve 362/330 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, ada ve parsel numarası belirtilen toplam 17 adet çaplı taşınmazın tarafların miras bırakanı ... isimli kişiden miras yoluyla intikal ettiğini, kadastro çalışmalarında bu taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı ve muris Bilal Ak’ın mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazların tarafların kök miras bırakanı Bilal Ak’tan kalmadığını, kendi babalarının üçüncü kişiden bu yerleri satın aldığını, eklemeli zilyetliğin 50 yıldan beri kendi miras bırakanları ve vekil edenlerinde olduğunu, kadastro tespitlerinin doğru yapıldığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 6.10.2011 tarihli oturumdaki 1 nolu ara kararı uyarınca davacı tarafa keşif masrafını keşif gününe kadar yatırması için kesin süre verildiği, aksi halde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı ihtar edilmesine rağmen davacı tarafın keşif masrafını yatırmadığından ve bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının suretleri ve çap kayıtları getirilmiştir. Davalılar adına tescilli olduğu görülmüştür. Harici satış senetleri fotokopileri dosya içerisindedir. 6.10.2011 tarihli 8 nolu oturumun 1 nolu ara kararında; “..mahallinde 28.10.2011 günü saat 10’dan itibaren keşif yapılmasına, refakate kadastrocu bilirkişinin alınmasına, bilirkişi için 80 TL, vasıta ücreti için 75 TL, keşif harcı olarak 129,20 TL olmak üzere toplam 284.20 TL keşif avansının davacı tarafça yatırılması için keşif gününe kadar kesin süre verilmesine, süresinde yatırılmaması halinde bu delilden vazgeçilmiş sayılacağının ihtaratına (ihtarat yapıldı), 2 nolu ara kararında, mahalli bilirkişiler ve tespit bilirkişiler adına keşif gününü bildirir davetiye tebliğine, masrafın davacı tarafça karşılanmasına, 3 nolu ara kararında, taraflar tanıklarını keşif mahallinde hazır ettiklerinde dinlenmesine, 4 ve 5 nolu ara kararlarında, tanık ücretlerinin keşif gününe kadar yatırılması için davacı ve davalı tarafa kesin süre verilmesine, süresinde yatırılmaması halinde bu delilden vaz geçilmiş sayılacağının ihtaratına (ihtarat yapıldı) biçiminde ara kararları verildiği görülmüştür. Duruşmanın ertelendiği 17.11.2011 günlü oturumda ise, davacı tarafça keşif avansının keşif gününe kadar yatırılmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Hemen belirtmek gerekir ki; keşfe ilişkin ara kararının HUMK. nun 163 ve HMK. nun 94. maddesi uyarınca taraflara yüklenen görevlerin net, anlaşılır ve yerine getirilebilir olması gerekir. Ne var ki, kadastro bilirkişinin refakata alınmasına ilişkin ara kararı doğru değildir. Kadastro Müdürlüğünde görevli olan bilirkişinin keşif günü kendisine tebliğ edilmemesi nedeniyle görevli olarak başka bir yerde bulunması, hastalığı nedeniyle görevde olmaması, izinli vs. sebepleri dikkate alındığında böyle bir ara kararının infazı mümkün olmamaktadır. Nitekim, aynı hakim tarafından keşfin yapılamadığına ilişkin tutulan 28.10.2011 tarihli tutanakta, bilirkişi temin edilemediğinden keşfin yapılamadığı yazılıdır. Dolayısıyla hakimin almış olduğu karar bu tutanak ve yukarıda yazılan gerekçelerle yerine getirilmesi mümkün olmayan bir ara kararıdır. Aynı oturumdaki diğer 2, 3 ve 4 nolu ara kararlarının da, uygulama kabiliyeti yoktur. Şöyle ki, gayrimenkulün aynına ilişkin uyuşmazlıklarda taraf tanıklarının ve mahalli bilirkişilerin taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenmeleri gerekir. Bu amaçla taraflara tanıklarını hazır etme görevi verilemez. Taraflardan bildirdikleri tanıklarının keşif gününü bildirir davetiye ile çağırılması, tanık ücretlerinin depo ettirilmesi, tebligatların yapılması için makul bir sürenin bulunması zorunludur. Dolayısıyla hakim tarafından tayin edilen tüm süreler usul ve yasaya uygun değildir. Öte yandan, genel mahkemelerde açılan gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda tespit bilirkişilerinin dinlenmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır. Çeşitli mevkilerde yeralan toplam 17 adet çaplı taşınmaz başında yapılacak keşif için vasıta ücreti olarak 75 TL. tespiti de isabetsizdir.
Hal böyle olunca; HUMK. nun 163 ve HMK. nun 94. maddesine ve mahkemece tutulan dosyada mevcut 28.10.2011 tarihli tutanak kapsamına aykırı olarak verilen karar usul ve yasaya aykırı olmakla bozulması gerektiğinden, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21.15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 11.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.