8. Hukuk Dairesi 2012/2760 E. , 2012/9020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali,tescil ve elatmanın önlenmesi, tazminat
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi ve tazminat davasının reddine dair...2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.12.2011 gün ve 87/499 saylı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde, vekil edeninin davalı ... adına tapuda kayıtlı 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazı haricen satın alarak üzerine ev yaptığını, diğer davalı ...’ın hakkı olmadığı halde söz konusu eve yerleşerek vekil edenini eve sokmadığını açıklayarak, 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, diğer davalı ...’ın müdahalesinin önlenmesine, bu isteklerinin yerinde görülmemesi durumunda arsa bedelinin ve 18.278,00 TL olan evin bedelinin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın diğer davalı ... tarafından dava dışı ...’a haricen satılıp devredildiğini, bu kişinin de 45.000,00 TL bedel ile vekil edenine sattığını bu işlemin sağlamlaştırılması için tapu maliki ... ile...2. Noterliğinde düzenlenen 15.09.2010 tarih, 6138 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesi ile vekil edenine satıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... ise, çekişme konusu taşınmazın 8.000,00 TL bedel ile davacı ... ile o tarihte birlikte yaşadığı ...’a haricen satıp devrettiğini, parayı davacıdan teslim aldığını, alıcıların birlikte tasarruf ettiklerini, sonradan ...’ın bu taşınmazı diğer davalı ...’a sattığını duyduğunu bunun üzerine söz konusu alıcı ile satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini, sattığı tarihte taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, üzerindeki binanın sonradan davacı ... ile Neşe tarafından birlikte yapıldığını, davacı ...’ın bu yeri Neşe adına satın aldığını söylediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, 17.10.2011 tarihli yargılama oturumunda da arsayı dava dışı ...’ın satın aldığını üzerindeki evi ise davacı ...’ın yaptırdığını belirtmiştir.
Mahkemece, tapulu taşınmazlarda haricen satışın geçersiz olduğu, alıcıya hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle tapu iptal, tescil ve müdahalenin önlenmesi davalarının reddine, arsa bedeli yönünden istek olmadığı, olsa bile kanıtlanamadığı gerekçesiyle üzerindeki binanın ise inşa masrafının dava dışı ... tarafından karşılandığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, tapulu taşınmazların haricen satışlarının geçersiz olup alıcısına hak bahşetmiyeceğine göre, hükmün tapu iptali, tescil ve müdahalenin önlenmesine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün açıklanan bölümlerinin ONANMASINA,
Arsa ve bina bedelinin tahsiline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı yargılama oturumunda tekrar ettiği dava dilekçesinde arsa bedeli ile birlikte üzerine sonradan yapılan bina bedelinin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, yapılan araştırma ve inceleme alacak istekleri yönünden hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, arsanın davacı ... adına mı yoksa bu kişi ile birlikte sonradan davalılardan ...’a satış yapan dava dışı ... ile beraber satın alınıp alınmadığı, 8.000,00 TL satış bedelinin davacının kendi nam ve hesabına verip vermediği, bundan ayrı sonradan üzerine yapılan binanın kimin adına yapıldığı ve masraflarının kimler tarafından karşılandığı gereği gibi araştırılıp belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, öncelikle iddia ve savunma doğrultusunda bildirilmiş olan tüm taraf delilleri eksiksiz olarak toplanmalı, taraf tanıkları yeniden dinlenilmeli, çekişme konusu taşınmazın kimin nam ve hesabına satın alındığı, satın alındıktan sonra kimin tasarrufunda bulunduğu, üzerindeki binanın inşa giderlerinin kim tarafından karşılandığının, davacının yaptığı masrafların davalılardan ...’ın bayii olan ...’a bağış niteliğinde olup olmadığı hususları duraksamaya yer vermeyecek şekilde sorulup belirlenmeli, tanık beyanları arasında aykırılığın çıkması durumunda yüzleştirilmek suretiyle giderilmesine çalışılmalı, tüm bu hususlar araştırıldıktan sonra oluşacak duruma göre davacının alacak istekleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün arsa ve üzerindeki binanın bedellerinin tahsiline ilişkin bölümlerinin 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 11.10.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi
(Muhalif)
LİRA
21,15 OH.
21,15 PH.
KARŞI OY
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalılardan ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazı kayıt malikinden haricen satın alarak içerisine ev yaptırdığını, bu evde dava dışı eşi Neşe ile
.//..
2012/2760-9020 -3-
birlikte ikametgah etmekte iken; eşi ile arasının açılması nedeniyle bu evden ayrıldığını, davalılardan ...’ın bu eve yerleştiğini, yaptırdığı ev nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/110 değişik iş esasında kayıtlı dosya ile evin maliyetinin tespit ettirildiğini, davalı ...’ın kendisini tehdit vs. etmesi nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesin 2010/983 Esasında kayıtlı dosyayla ceza davasının derdest olduğunu açıklayarak öncelikle davalı ... adına olan tapu kaydının iptaliyle vekil edeninin adına tapuya tesciline, davalı ...’ın fuzuli işgalinin önlenmesine, aksi taktirde tespit bilirkişi raporunda belirlenen 18.278 TL’nin ve bildirilecek arsa bedelinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, özetle; davacı ...’ın dava dışı ...’ın nikahsız eşi olduğunu, Neşe’nin babasından dul ve yetim aylığı aldığı için resmi nikah yapılmadığını, diğer davalı ...’nin taşınmazın kayden maliki olduğunu, 214 ada 7 nolu parselin davalı ...’ye 3367 sayılı Yasa gereğince takyitli olarak verildiğini, esasen dava konusu taşınmazın kayıt maliki Döne tarafından dava dışı Neşe’ye noter huzurunda satıldığını, vekil edeninin bu yeri Neşe’den 45.000 TL bedelle satın aldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... 27.4.2011 tarihli duruşma tutanağına geçen beyanında: ben dava konusu taşınmazı 3-4 yıl kadar önce davacı ... ve o dönem eşi olan ...’a sattım, ikisine birden sattım, ben bu arazi için 8.000 TL’yi davacıdan aldım. ...’da yanındaydı, tapuda taşınmaz üzerindeki bazı şerhler yüzünden işlem yapamamıştık. Ben satış tarihinden sonra taşınmazı bu kişilere teslim ettim. Bir daha kullanmadım. Bu kişiler bir müddet beraberce kullandılar daha sonra Neşe davacı ...’dan ayrıldı. Sonradan Neşe"nin bu taşınmazı ...’a sattığını kendisinden duydum. Benim taşınmazla bir ilgim yoktur. Bu nedenle davanın reddini talep ediyorum, delillerimi sunmak üzere süre istiyorum, ayrıca ben sattığında taşınmaz üzerinde bina yoktu. Binayı Duran ve Neşe beraber yaptı, taşınmazı alırken davacı burayı eşim Neşe’nin üzerine alıyorum demişti. Bu yüzden tapuda işlem yapılabilmesi için ben ...’a vekaletname vermiştim, şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemenin 17.10.2011 tarihli oturumunda ise davalı ...; arsayı ... almıştır, fakat evi ... yapmıştır. Bu yüzden arsanın tapusunu vermek istemedi, tanık beyanlarında aleyhe olan hususları kabul etmiyorum biçiminde ek beyanda bulunmuştur.
Mahkemece, tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz olduğu bu itibarla davacının, davalı ...’ın müdahalesinin haksız olduğu iddiasıyla müdahalesinin men’ini isteme hakkının olmadığı, kaldı ki, taşınmazın ... tarafından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alındığından haksız işgalci olmayacağı, arsa bedeli için bildirilen bir davanın olmadığı vs gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 124 ada 7 nolu parsele ilişkin tapu kaydı dosyadadır. Arsa nitelikli 432.32 m2’dir. Maliki ... (davalı kişidir) taşınmazın tapu kaydında 3367 sayılı Kanun gereğince şerh ve ipotek açıklaması vardır. Kemalpaşa 2. Noterliğinin 15 Eylül 2010 tarih 6138 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi dosya içerisindedir. Satış vaadinde bulunan ..., satış vaadini kabul eden ..., satış vaadi bedeli 8.000 TL, konusu ise 124 ada 7 numaralı 432.32 m2’lik arsanın satışına ilişkindir. Aynı noterliğin düzenleme şeklindeki 26 Temmuz 2010 tarih 5048 yevmiye numaralı vekaletname sureti dosyadadır. 124 ada 7 numaralı parselin satışıyla ilgili ...’ı vekil tayin ettiğine ilişkindir. Yine aynı noterliğin 16.4.2007 tarih 2486 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vekaletnamesine göre ...’ın ....’ı vekil tayin ettiğine ilişkindir. Davacı tanıkları 15.6.2011 tarihli oturumda dinlenmiştir. Davalı tanıkları da 17.10.2011tarihli oturumda dinlenmişlerdir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Dava dilekçesinde sözü edilen tespit dosyası ve Sulh Ceza Mahkemesi dosyası getirilmemiştir. Uyuşmazlık tapuda davalı ... adına kayıtlı taşınmazın davacı tarafından önceki süreç içerisinde haricen satın alındığı, taşınmaz üzerine davacının bina yaptığı, bu yerde dosyadaki bilgi ve belgelere göre nikahsız eşi ... ile bir süre ikametgah ettiği evden ayrılınca davalılardan ...’ın bu yere yerleştiği bu arada kayıt maliki ...’ın davalılardan ...’a dava konusu taşınmazı Noterlikte düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle temlik ettiği, bu durumda tapulu taşınmazın haricen satışının geçerli olup olmadığı, davalı ...’ın bu yerde fuzuli şagil durumunda bulunup bulunmadığı, davalı kayıt malikinin aksi ispat edilmeyen mahkeme tutanağında yazılı beyanının kabul olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ve tespit dosyasında belirlendiği ileri sürülen bina bedelinin davacıya ödenip ödenmeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli değildir. Bu nedenle davacının tapu iptali tescili isteğinin mahkemece gerekçesinde yazılı nedenlerle reddi doğrudur. Ancak, kayıt maliki davalı ...’ın 27.4.2011 tarihli oturumdaki açıklamaları ve beyanına göre davalı ...’nin tapulu yerini haricen davacıya sattığı ve satış bedeli olan 8.000 TL’yi davacıdan aldığı bu beyanının HUMK.nun 91-95. maddeleri uyarınca kabul ve borç ikrarı mahiyetindedir. Bundan ayrı dinlenen davacı tanıkları ile davalı ...’nin duruşma zaptındaki açık beyanı dikkate alındığında taşınmaz üzerine binanın davacı tarafından yapıldığının kabulü gerekir. Bundan ayrı kayıt malikinin davayı kabul biçimindeki duruşma zaptına yansıyan beyanlarıyla kayıt malikinin davalıya noter huzurunda yapmış olduğu satış vaadinin hangisinin önce hak doğurduğunun mahkemece tartışılması gerekir. Ancak, satış vaadi alacaklısı henüz fera icbar davası açmadığından bu konuda bir taktir yapılması mahkemeye aittir. Tüm bu durumlar dikkate alındığında yerel mahkemenin kararı tüm istekler bakımından isabetsizdir.
Hal böyle olunca davalı kayıt malikinin duruşmadaki beyanının kabul beyanı olarak nitelemek iptal ve tescile, satış vaadi sözleşmesi alacaklısının fuzuli şagil olduğu düşünülerek müdahalesinin men’ine karar verilmesi gerekirken, ret kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun görüşlerine katılamıyorum. Mahalli mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesindeyim.11.10.2011